Danıştay 8. Dairesi, YÖK'ün katsayı kararını nihayet onayladı. İlk hamlede, YÖK, katsayı farkını tamamen kaldırmıştı; Danıştay reddetti. İkinci defa, üniversiteye giriş sınavında, "alan içi" tercihlerde 0.15, "alan dışı" tercihlerde 0.13 katsayısının kullanılması YÖK tarafından benimsenmişti. Danıştay, bunu da bozdu. Son olarak, YÖK, ufak bir değişiklik yaptı. Alan içinde 0.15, alan dışında 0.12 katsayının uygulanmasını kararlaştırdı. Bir baktık, Danıştay, uygun görmüş ve onaylamış.
Bana söyler misiniz, 0.12 ile 0.13 arasındaki binde birlik fark ne değiştirdi? Ama zihnimi kurcalayan başka bir şey var. Anayasadaki yeni düzenlemeler dolayısıyla, Yüksek Yargı bugünlerde çokça tartışılıyor. İki önemli örnek veriliyor: Biri, Anayasa Mahkemesi'nin başörtüsü yasağındaki ısrarı; 411 oyla geçen anayasa değişikliğini, yetkisi olmamasına rağmen, esastan inceleyip, iptâl etmesi. Diğeri, daha önce "Bu iş YÖK'ün tasarrufundadır" demiş olmasına rağmen, Danıştay'ın, katsayı oranlarını değiştiren kararları sürekli durdurması.
Anayasa değişikliği 367'nin altında oyla parlamentodan geçince referanduma gidilecek. Tabii halka, mesele basitleştirilerek anlatılacak. Denilecek ki, "Ey başörtülü kızlar, Anayasa Mahkemesi'nin bu yapısıyla sorunu çözmek mümkün olmuyor. Ve ey siz meslek liseliler... İmam Hatipliler... Yüksek Yargı'nın vesayetçi zihniyeti kırılmadıkça, eşitsizliği ortadan kaldırmak mümkün değil."
Bence Danıştay 8. Dairesi, referanduma malzeme edilmemek için bu kararı aldı. Yoksa katsayının 0.13 yerine 0.12 olması, bir anlam ifade etmiyor.