Alışılan erkeklerin eşlerinden önce ölmesidir. Genellikle evli erkek eşinden daha yaşlıdır ve daha yorgundur. Ayrıca erkek, kadın gibi kendi yaşamını düzenleme yeteneğine sahip değildir. Erkek dış dünya ile boğuşur, yarışır, rekabet eder. Ama onun evdeki huzurunu, sosyal ve ailesel ilişkilerini, hayat tarzını kadın düzenler. Yuvayı gerçekten dişi kuş kurar.
Yaşamları mücadelelerle, gerginliklerle geçmiş, ülkenin dönüm noktalarında karar merkezlerinde bulunmuş politikacıların eşleri vefat edince, onların bir anda nasıl tek başlarına kaldıklarını düşünürüm, için yanar. Bir anda aile denilen "İç Kale"nin muhafızı yok olur.
Siz hiç İsmet İnönü'yü Mevhibe İnönü'süz, Turgut Özal'ı Semra Özal'sız, Bülent Ecevit'i Rahşan Ecevit'siz, Süleyman Demirel'i Nazmiye Demirel'siz veya Tayyip Erdoğan'ı Emine Erdoğan'sız düşünebilir misiniz.
Celal Bayar'ın eşi Reşide Bayar, Kenan Evren'in eşi Sekine Evren, İsmet Sezgin'in eşi Saadet Sezgin vefat ettikleri zaman da aklıma önce "Erkeklerin yalnızlığı" gelmişti.
Daha doğrusu "Yalnız erkeklerin çaresizliği"ni düşünmüştüm.
Köklü ve kalıcı evlilik böyle bir şey işte.
Kadın da erkek de, ana ve babaları ile birlikte oldukları yıllardan çok daha fazlasını eşleri ile geçirirler. Diğerinin yokluğu halinde eksik kalacak bir bütünlüktür bu. Birlikte sadece bir aile kurmaz evlenenler. Bir hayat ve çocukları, torunları ile devam edecek bir gelecek kurarlar.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın eşi Nermin Erbakan'ın vefat haberi de beni bu düşüncelerle derinden etkiledi.
Evlendikleri 1967 yılında Nermin Erbakan 24, Necmettin Erbakan da 41 yaşındaymış.
Yani Erbakan kendisinden 17 yaş küçük olan 38 yıllık eşini ve üç çocuğunun annesini kaybetti.
Erbakan ve eşinin birlikte geçirdikleri 38 yıllık serüveni bir düşünün. O 38 yıldaki inişleri, çıkışları, başarıları, başarısızlıkları, kıvançları ve tasaları, Demireller de, Ecevitler de kendi zeminlerinde yaşamadılar mı?
Turgut Özal'ın "Başbakanların bir bayramlık, bir idamlık giysileri vardır" sözünü, onlar da eşleriyle birlikte defalarca düşünmediler mi?
Ölümden öteye köy gerçekten yoktur.
Sayın Erbakan'ın politik yelpazedeki yerini, siyasi görüşlerini değerlendirmek kesinlikle bu yazının amacı değil. Böyle bir şeyi bugün yapmak bence densizliktir.
Ben sadece soyadları kamuya mal olmuş bir ailenin acısını anlamaya ve paylaşmaya, Prof. Dr. Erbakan'a sabır ve baş sağlığı dilemeye çalışıyorum.
Ve demek istiyorum ki, o sert ve mücadeleci görünen erkekler eşlerini yitirdiklerinde, ne kadar güçsüz ve yalnız olduklarını bir anda görüverirler.
Nermin Erdoğan'a Allah'ın rahmetini diliyorum.