Anadolu Ajansı'na konuşan Edirnekapı Zabıta Müdürlüğü Başkomiseri Ahmet Kılıç, Ramazan ayının başladığı 5 Ekim ile 18 Ekim'i kapsayan 14 günlük süre içinde 151'i kadın, 70'i erkek, 59'u çocuk olmak üzere 280 dilenci yakaladıklarını söylemiş..
Ramazan'dan önce yakalanan dilenci sayısının en fazla 100 olduğunu, Ramazan'la birlikte 280'e çıktığını ve ay sonuna kadar bu sayının 300-400'ü bulabileceğini anlatan Kılıç, "Bu sadece bizim yakaladığımız dilenci sayısı. Gerçekte bunun daha üzerinde. Tespitlerimize göre, bu yıl dilenci sayısı geçen yıla oranla yüzde 50-60 arttı" demiş..
Kılıç'a göre "Bunlar ağırlıkla Güneydoğu illerinden aileleriyle birlikte davul çalmak için İstanbul'a gelerek, sur diplerine, kentin gözden uzak bölgelerine çadırlar kuruyorlar. Sonra da aile üyeleriyle birlikte trafiğin yoğun olduğu bölgelerde, trafik ışıklarında, cami avlularında, halkın yoğun olduğu meydanlarda mendil açarak dileniyorlar. Bu işte çocuklar daha çok kullanılıyor. Ramazan bittikten sonra da bunların yüzde 80'i geri dönüyor" muş.
Benim gözlemim ise şöyle.
Bu dilenciler Ramazan'ın değil İstanbul'daki trafik sıkışıklığının yan ürünleri. Araçlar nerede birikiyorsa onlar da oralarda yoğunlaşıyor. Bence belediye bunları toplayacak yerde trafik müfettişi olarak görevlendirse, hiç olmazsa kentin durumunu da yerinde gözlemiş olur.
