DENİZ Baykal aradı önceki gün.Başıma geleceği bildiğim, neler söyleyeceğini kestirdiğim için yavuz hırsız taklidi yaptım:
- Deniz Bey, annemden çok selam var size efendim. Kendi elceğiziyle pazı sarması, tatar böreği, ya da perde pilavı yapabileceğini söylüyor. Yüreği dayanamamış aç açına gezmenize.
- Sevgili Savaş; Şükran Hanım'a lütfen benim de de saygı ve sevgilerimi ilet. Bu nazik önerisine ben de kendi ellerimle kuzu dolması hazırlayıp yanıt verebilirim.
- İyi de siz yine yemezseniz ne olacak efendim?
- Olsun. Hem onu bırak şimdi. Asıl şunu söyle hanımefendiye; ben senin yazılarını her gün okuyor, beğeniyor çok da keyif alıyorum.
- Pardon Deniz Bey, cep telefonunuzda yeterli kontörünüz var mıydı acaba
- !!!!!!
Basın toplantısı yapsanız da..
- Ya da ödemeli olarak gazete santralini arayabilir misiniz. Ben operatör arkadaşlara rica ederim; 'yıldırım ödemeli'yi kabul ederler.
- Anlayamadım Savaşçım?
- Yani efendim 3-4 telefon açsanız peş peşe. Size yazmasın da yani. Hani Turgay Bey'e, Kenan Bey'e, Ergun Bey müdürümüze ve baş yazarımız Erdal Abi'ye de söyleseniz bunları diyecektim..
- (Gülerek) Haaa tamam tamam. İstersen bir basın toplantısı yapıp açıklayayım; "Savaş güzel yazıyor, her gün okuyorum" diyeyim.
Kulaktan dolma
Lütfedersiniz sayın Baykal. Çünkünü yine anacığımın; "Bizim milletin gözü yoktur, kulağı vardır evladım" dediği gibi olur. Değerli yöneticilerimiz duyarlarsa istikbalim, kariyer planlama cetvelindeki yerim ve mülahazat hanem açısından fevkalade faideli olur efendim.
- !!!!!!!!
- Şimdikten teşekkürler ederim. İlk seçimde oyum sizin.
- İyi de o zaman "kulaktan dolma" olmaz mı?
- Aman Deniz beeeey!.. Yine mosmor ettiniz beni. Oysa ilaveten ıslak kek ve un kurabiyesi de yaptırtacaktım size.
- Şaka yaptım Savaşçım küsme hemen..
- Ama çok şey oldum efendim. Hani ne diyeyim, içim bir huun oldu.
- Olmasın olmasın latifeydi bunlar.
- Öyle olsun sayın genel başkan. Ben de ilk seçimlerde..