Cuma gecesine spot tutmak istiyorum. Kallavi, okkalı diziler arasında handiyse bir meydan savaşı yaşandı cuma gecesi.
Geçen sezon başarılı olup bu sezona da sarkan Hayat Bilgisi ve Yabancı Damat bu dönemin taze taze ilk bölümleriyle geldiler karşımıza.
Başlama noktası
Bir başka yeni dizi ise 'İlk Göz Ağrısı' oldu.
Darılmaca yok, atv de bizim ilk göz ağrımız olduğu için, oradan başlayacağım.
Falında ne çıktı?
Adam olacak çocuk kendini nereden belli eder bilirsiniz. Adam olacak, yani tutacak sevilecek dizi de kendini jeneriğinden bile belli ediyor. İşte 'İlk Göz Ağrısı' da jenerikten baktırdı falına.
Bu falda; 3 vakte kadar kafaya oynayacağını gördüm kendi payıma. Üstten alttan kaş koymuş, geniş açı objektifle çalışıp handiyse bir sinemaskop havası vermişlerdi.
Resim resim bakıldığında sanki Ara Güler usta fotoğraf sergisi açmış gibi geldi bana. Renkler, açılar, kadrajlar mükemmeldi. Daha başlangıçta kukla sahnesi bile, dizinin müstakbel aromasını yaydı etrafa.
Ebru'nun adı
Oyuculara geçmeden hemen belirteyim. Ebru Akel başarılı bir televizyoncu kabul. Seyredince gördüm ki aslanlar gibi de oyun çıkarmış bizim kız.
Ama bu tarzdaki ilk işinde, Cem Davran gibi deneyimli, emektar ve yıldız bir oyuncudan önce Ebru adının yazılmasını yadırgadım.
Aynı hataya ben de düşmek istemem. O nedenle Salih Kalyon ustanın muhteşem 'aksi ihtiyar' tiplemesiyle başlayayım. Meslek yaşamının son on yıllarını 'çocuk tiyatrosu' na veren bir aktör Salih. Önce fareyi sonra da çift kırmayı kapıp kapıya gelen delikanlıyı kovalaması süperdi. Çocuk büyük, herkes Salih'i bağrına basacak sanırım. Öyle sevindim ki.
Reklam filmi gibi
Cem Davran'a sakal çok çok yakışmıştı. Basketbol topunu futbol topu gibi dizde, ayakta, kafada sektirip sonunda da potaya savurması; neredeyse reklam filmi kıvamına ulaşmış iyi sahneydi.
Onun becerisini gören mahalle çocuklarının doğallığı ve saygılı hayreti yönetmen ustalığına örnek diye gösterilir.
Oyununa gelince. Cem bu dizide sıçrama yapacak kanımca. Bambaşka bir boyuta, güce, şöhrete fırlayıp bir daha herkesin sevgilisi olacak göreceksiniz.
Bir zamanlar maziye bak
Mine Soley'i yıllar öncesinden hatırlayın. Onun vamp kadın dönemine götürün belleğinizi. Melek Görgün, Seher Şeniz ve Mine. Süper üçlüydü onlar. Rüyalarımızı süslerdi o diri bedenleri. Şimdi çok hoş, bakımlı, görmüş geçirmiş bir dul hanımı oynuyor, el hak güzel de oynuyor.
Diğer oyuncu kardeşlerimiz için birkaç hafta sonra yorum yapacağım kısmetse. İlk gün hepsini beğendim ama istikrarla giderlerse keyif içinde yazarım. Tek itirazım evin küçük oğluna. Sevimli, cin gibi bir şey. Ama çok fazla "Havuç" katılmış mayasına.
Tulum çıkartma
Kuvvetli tele objektiflerle sıkıştırılmış kareler. Özgür kamera kullanımı, yaratılan mahalle atmosferi, Nilüfer'in harika sesi harika yorumuyla içe içe işleyen o şarkısı ve başka detaylar. Benzetmek gibi olmasın ama yeni bir 'İkinci Bahar' vakası geliyor sanki. Tekrarı bile yüksek puan alacak bekleyin hele, "Biz bu sene de tulum çıkarırız" diyen rakipleri çok zorlanacak göreceğiz hep birlikte.