Soyunmuşlar.. Soyunup dökünüp anadan üryan banyoya girmişler..
Filmin başından sonuna kadar çırılçıplak konuşuyor, oynuyor, tartışıyor, sevişiyorlar.
Mustafa Altıoklar soymuş onları. Üstlerinde Adem Baba ile Havva Ana'nın 'üreme' organlarına taktığı incir yaprağı bile bırakmadan sırf tenlerinden giysilerle oynatmış. Böylelikle kim iri kim diri, kim silikon kim selülit, kim güzel kim çirkin, kim boya kim foya çıkmış ortaya.
Herkes cıscıbıl
Sadece oyuncularını değil, herkesi, hepimizi cıscıbıl etmiş yönetmen. Bin bir marka, model, renk, beden ölçüsü halinde hepimizin sanal giysilere dönüştürüp üzerimize giydiğimiz, kuşandığımız, örtündüğümüz riyaları, rüyaları, hayalleri, ihtirasları, kıskançlıkları, bencillikleri, şirretlikleri, şiddetleri, ikircikleri, dümenleri, sahtelikleri çekip almış üzerimizden.
Oklava oklava kir çıkartıyor
O küçümen banyolara koskoca bir toplumu hem iki yüzlü ahlak anlayışları, hem de sureti hak kılığına bürünmüş sahtekârlıkları, hile hurda düzen komploları da yanlarına koyup nasıl da sığdırmış helaller olsun .
Banyo filminde hangi oyuncu hangi repliği söylese, hangi mimikle jestle rol kesse oklava oklava kir çıkartıyor toplumsal bedenimizden. Yüreği yeten gitsin seyretsin kendiyle ve herkesle yüzleşsin . Herkes anlasın sadece hamama giren değil, 'Banyo' ya giren de terler, kese sabun vasıtasıyla..