Geçen gün emekli diplomatların yaptığı açıklamayı "İsrail yanlısı" diye eleştirmiştim. Eleştirileri şu anda İsrail'de iktidar olan şahinler hükümetinin çizgisine uygundu.
Ben bunu söyleyince, bazı okurlar tepki gösterdi. Efendim, "monşerler, aşağılamasına karşı, mesleki onuru" savunuyormuş eski diplomatlarımız.
Hayır! Bu bir saptırma. Bir göz boyama.
Bildiri önce makul bir noktadan hareket ediyordu (ki bu tip açıklamalarda hep böyle yapılır):
"Asala cinayetlerine kurban gitmiş bir meslek erbabı için, nasıl 'hanım evladı' anlamında 'monşer' dersiniz?"
Daha sonra, bugün dünya İsrail lobisinin kullandığı türden hayali eleştirilere geçiliyordu.
Bana inanmayanlar, bildiriye imza atan emekli büyükelçilerden Ümit Pamir ile yapılan söyleşiyi okusun. (Devrim Sevimay, Milliyet, 21 ve 22 Haziran) Görecekleri şu olacak:
İki güne yayılan kapsamlı söyleşide Ümit Pamir, bir kere bile "uluslararası sularda İsrail'in saldırısına uğrayan" yardım gemisi Mavi Marmara'dan ve orada öldürülen 9 Türk'ten söz etmiyor. Bir kere dahi!
Buna karşılık ikide bir "dini önceliklerle yapılan dış politikadan" bahsediyor Ümit Pamir.
O halde ben sorayım:
İktidara geldiği 2002'den beri, İsrail'le ekonomik ilişki hacmini altı, yedi kat artıran bu hükümet değil mi?
Askeri alanda (silah alımı ve modernleştirme) İsrail'le bir sürü anlaşma yapan yine bu hükümet değil mi?
Batılı ülkeler İran'ın nükleer silah sahibi olmasını istenmiyor da, yanı başındaki Türkiye istiyor mu sanıyorsunuz?
Ümit Pamirgiller çok ayıp ediyor. Tamam, hükümetten nefret ediyorlar, onu anladık da, bari eleştirilerinde "nesnel" olsalar. Monşerliğin lüzumu yok!