15 Ocak 2025. TBMM AK Parti Grup Salonu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kürsüde. Merakla beklenen mesajlarını son bölüme bırakmış! Umut verici ifade ve tespitlerin yanında çarpıcı uyarıların da yer aldığı paragrafların arasındaki o cümle, dikkatli gözlerden kaçmadı:
"... Terör belasını kalıcı ve kat'i olarak def edecek bir fırsatın heba edilmesine hiç kimsenin gönlü razı olmaz, biz de razı değiliz. Bu anlayışla ilgili arkadaşlarımıza, bölücü örgütün lağvedilmesini sağlayacak çalışmaların, dikkatle ve çok yönlü şekilde yürütülmesi talimatını verdik!" Yani... Adalet ve İçişleri bakanlıkları ile MİT, genel manada devlet B, C, D plânlarını da çalışmakta!
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Terörsüz Türkiye" iradesini pekiştirdiği grup konuşmasını, 11 Ocak 2025 tarihinde AK Parti Diyarbakır İl Kongresi'nde çizdiği çerçeve ile ilişkilendirmesi de dünün kayda değer detaylarındandı. Erdoğan'ın, "Belli bir aşamaya gelen çabaların çerçevesini ve gayesini, Diyarbakır il kongremizde detaylıca izah ettim. Silahı aradan çıkaralım, terör duvarını yıkalım, 85 milyon olarak birbirimize sıkıca sarılalım istiyoruz!" vurgusu, bölgedeki son açıklamalarıyla birlikte okunduğunda, pek çok soru işareti ortadan kalkıyor...
"Biz, devlet olarak yapmamız gerekenleri fazlasıyla yaptık!.. Terörü bitirmek için çok ciddi inisiyatifler aldık... Ancak karşımızdaki yapı, bu ülkenin ve bu milletin değil, bölgesel ve küresel güçlerin sesine kulak verdiği için bu çabalar hedefine ulaşamadı!"
***
DEM Parti İmralı heyetinin yarın (cuma) beklenen ve ilk aşamaya ilişkin somut değerlendirmeler içermesi öngörülen paylaşımlarını ise Sn. Erdoğan'ın anlatımları ve Sn.
Devlet Bahçeli'nin 14 Ocak 2025'teki grup toplantısından yansıyan kritik ifadelerle bir arada yorumlamak gerekecek.
Cumhur İttifakı'nı oluşturan ve büyük sınamalara karşın lider diplomasisi ile bu ittifakı ayakta tutan Erdoğan ve Bahçeli'nin, şimdiye kadar sürdürülen temaslardaki sorumlu tutumdan duydukları memnuniyeti ifade etmeleri de mühimdi.
Erdoğan da Bahçeli de
"...Diğer aktörlerin de sorumluluk bilinciyle hareket ettiklerini söylemeleri, tarafımızdan memnuniyetle not edilmiştir" ortak paydasında
buluşmaları göz ardı edilemeyecek önemdeydi.
Böylece
Edirne (Selahattin Demirtaş) ve
Kandıra da
(Figen Yüksekdağ) terörden
arındırılmış Türkiye denklemine bir şekilde katılmış
oldular.
Ayrıca...
Erdoğan ve Bahçeli'nin özenli bir beyanını, CHP Genel Başkanı
Özgür Özel'in söylemleriyle ilişkilendirmek de hatalı olmayacak:
"Şehitlerimizin aziz hatıralarına, şehit yakınlarımızın ve gazilerimizin hassasiyetlerine asla halel getirmeyecek bir şuurla hareket ediyoruz"!
Terörsüz Türkiye gayretine destek veriyor görünen ama arkasından
"Acaba Erdoğan'a yeniden cumhurbaşkanlığı adaylığının yolu mu açılıyor?" kuşkusunu dile getiren CHP yönetimi, bu hususu kamufle etmek için şehit aileleri ve gazilerin duyarlılıklarını gündem yapmaya çalıştı. -Tabiri caizse- Erdoğan da Bahçeli de o konuda CHP'nin rol çalmasına geçit vermeyeceklerini peşinen ilân etti!
***
Gelelim en sıcak başlığa...
Sn. Cumhurbaşkanının ifadesiyle...
"Eğer örgüt bu çağrıya kulak tıkar ve ipe un sererse, bağlantılı yapılar da kendilerinden beklenen iradeyi sergilemezse o zaman biz 'Terörsüz Türkiye'
hedefimizi başka yöntemlerle gerçekleştiririz... Nitekim operasyonlarımız sayesinde bölücü örgütü ülke içinde eylem yapamaz, sınırlarımıza da yaklaşamaz hale zaten getirmiş durumdayız. Örgütü bulunduğu her yerde toprağa gömmek, bizim için sadece vakit ve planlama meselesidir!"
Buradan anlaşılan şudur:
Örgütün kurucusu, bu kanlı yapıyı lağvettiğini, silahların gömülmesi gerektiğini açıklar, buna rağmen Kandil silah bırakmaya yanaşmazsa... Bir yandan
"Umut hakkı ve takip edecek yasal düzenlemeler Meclis zemininde tartışılırken" diğer yandan Kürt siyasetinin özgürleşme süreci de başlayacak ve elbette son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar mücadele sürecek!