  |
|
Çareyi yükselmekte bulduk Avrupa'nın en uzunu olduk
Son 20 yılda nüfusumuz hızla artınca, çareyi dikey yapılaşmada aradık. İstanbul, 35 metreden yüksek bina sayısı açısından Avrupa şampiyonu oldu.
Son 20 yılda nüfus yoğunluğu hızla artan İstanbul, çareyi yükselmekte aradı ve hem 35 metreden yüksek bina sayısı, hem de kat sayısı açısından açık arayla Avrupa şampiyonu oldu. İstanbul'un yüksek binalara olan ilgisi 1980'li yıllarda başladı. İlk başlarda daha az alanda daha çok kişinin çalışabilmesi amacıyla ofis veya iş merkezi olarak tasarlanan yüksek binalar, zamanla simgesel bir anlam da kazandı. Özellikle son birkaç yıldan bu yana, yüksek binalarda çalışmak kadar rezidans tipi yüksek binalarda oturmak da prestij sağlayan bir unsur olarak algılanmaya başlandı. Buna ek olarak, hükümetin TOKİ (Toplu Konut İdaresi Başkanlığı) aracılığıyla hayata geçirdiği toplu konut projeleri de artan nüfus yoğunluğuna yetecek yaşam alanları oluşturmak amacını taşıyor. Böylelikle, binaların yükselmesi de kaçınılmaz bir seçenek olarak ortaya çıkıyor.
DÜNYA YEDİNCİSİYİZ Veriler, İstanbul'un 'boy sıralamasında' diğer metropollerden geri kalmadığını gösteriyor. İstanbul, 35 metreden yüksek 2108 binasıyla 'Dünyada En Fazla Gökdelene Sahip Şehirler' listesinde 7'nci sırada yer alırken, Avrupa'da ise açık arayla şampiyon. Listenin 1'inciliğini Hong Kong 7 bin 422 binayla elinde tutuyor. Hong Kong'u, 5 bin 444 binayla New York, 3 bin 503 binayla Singapur takip ediyor. Buna ek olarak, kat sayıları dikkate alındığında ise İstanbul Avrupa sıralamasında 1'inci olurken, dünya sıralamasında ise 19'uncu sırada yer alıyor. Bu verilere bakıldığında, akla 'İstanbul, Avrupa'daki ve dünyadaki pekçok şehri geride bırakarak listenin üst sıralarına nasıl yerleşiyor?' sorusu geliyor. Bu sorunun en temel cevaplarından birisi, şehrin nüfus yoğunluğu. İstanbul'un sürekli artan nüfusu hem ihtiyaçları hem de metrekare başına düşen nüfus yoğunluğunu artırıyor. Durum böyle olunca, arsa ve emlak fiyatları da düzenli olarak artıyor. Yani, aynı büyüklükteki toprak parçasıyla daha fazla kişinin ihtiyaçlarını karşılama zorunluluğu ile aynı büyüklükteki toprak parçasından daha fazla gelir elde etme isteği elele veriyor.
FİNANS VE TİCARETİN MERKEZİ Buna ek olarak, Türkiye'de finans ve ticaretin de merkezi olan İstanbul, artan ticari faaliyetlerin yürütüleceği kompakt alanlara ihtiyaç duyuyor. Bu nedenle, pekçok ulusal ve uluslararası şirketin merkezinin bulunduğu şehir bu ihtiyacını yüksek binalarla karşılama yolunu seçiyor. Özellikle, Zincirlikuyu, Maslak, Levent hattında yer alan kulelerde, finans ve ticaret alanında çalışan nüfusun büyük çoğunluğu bulunuyor. Öte yandan İstanbul'daki kule ya da gökdelenler, diğer Avrupa şehirlerinden farklı olarak, belirli bir hat üzerinde yer almaktan çok, dağınık bir görünüm sergiliyorlar. Avrupa'da belirli alanlarda yapılabilecek binaların yükseklikleri ve yerleriyle ilgili daha kesin kurallar uygulanıyor ve gökdelenlerin şehrin belirli bölgelerinde yoğunlaşması, kent dokusuna zarar vermeyecek şekilde planlanmasına özen gösteriliyor. İstanbul'da ise, kule ya da gökdelenlerin pekçoğu kent merkezi sayılabilecek işlek noktalara yakınlığıyla dikkat çekiyor. Kule ya da gökdelenlere gösterilen ilginin en önemli nedenlerinden biri de binaların yüksekliğiyle prestijin doğru orantılı olması. Gökdelenler, hem şirketlere hem de çalışanlara prestij sağlıyor.
|