Bu köşeyi takip edenler bilir.
Bir değil birkaç kez altını kalın kalın çizerek yazmışımdır.
Sadece bu iktidarın değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin gelmiş geçmiş en başarılı Ulaştırma Bakanı'dır Binali Yıldırım. Bu söylediğim lafta da değildir. Hepsi ispatlıdır. Hepsi kanıtlarıyla ortadadır.
Kimse kusura bakmasın ama nasıl ki bu parti 12 yıllık tek başına iktidar oluşunu Recep Tayyip Erdoğan'ın liderlik gücüne borçlu ise bir kısmını da Binali Yıldırım'ın ulaştırma alanında yaptığı devrim niteliğindeki icraatlara borçludur.
Hepiniz biliyorsunuz ama ben bir kez daha hatırlatayım: Bir zamanlar...
Ki 50 yıl önce filan değil, hepi topu 12 yıl önce... Bu ülkede asgari ücretle geçinen bir garibanın ya da bir emeklinin uçağa binmesi, hızlı trenle seyahat etmesi filan bir hayaldi. Asya ile Avrupa'yı denizin içinden geçen bir tünelle birbirine bağlayacak bir projenin hayata geçirilmesi bir ütopyaydı.
Evet, bu hayallerin, bu ütopyaların tasavvur edilmesine öncülük etmiş lider Erdoğan'dır ama Yıldırım da onun bu hayallerinin gerçekleşmesine aracılık etmiş müthiş bir mühendistir. O nedenle bir talihsizlik sonucu yaptığı bir açıklamayı malzeme yapıp onun hakkında kamuoyuna; "sıfatsız, hiçbir yetkisi olmayan, boşta biri" mealinde açıklamalar yapıp refüze etmeye kalkmak kimsenin haddi değildir! Ayrıca ayıptır, günahtır, bühtandır! Bu ülke için verdiği onca emeğe saygısızlıktır!
Birileri göz göre göre bu saygısızlığı sineye çekebilir ama ben bunu yapmam! Çünkü benim bir vicdanım var ve Binali Bey'e de bu ülkenin bir yurttaşı olarak yaptıklarından dolayı minnet borcum var! Abarttığım düşünülebilir ama bence Sayın Bülent Arınç'ın derhal, tez elden Yıldırım ile ilgili kullandığı ifadelerden dolayı özür dilemesi gerekiyor.
Büyük haksızlık yaptı çünkü!
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni yılda kabineye başkanlık yapacağı yönünde dün yaptığı açıklamayla da bu haksızlık ayan beyan ortaya çıktı.
Ne dedi Sayın Cumhurbaşkanı:
"Cumhurbaşkanı üzerinde kimse vesayet kurmaya kalkmasın.
Ben seçim öncesi de belirtmiştim 'Alışılmayan bir cumhurbaşkanı olacağımı' söylemiştim.
5 Ocak'ta değil, 19 Ocak'ta kabineyi toplayacağım ve başkanlık edeceğim. Bu da kimseyi rahatsız etmesin. Ben hükümeti güçlendirmeye, hükümetin gücüne güç katmaya çalışan bir Cumhurbaşkanı olacağımı belirtmiştim. Böyle vesayetlerle hareket edecek değilim.
Hükümetin başarılı olması, şahsımın başarılı olduğu anlamına gelmez.
Yapacağımız çalışmaların da gayet başarılı olacağını düşünüyoruz!"
Şimdi... Bu durumda Binali Yıldırım için aklına geleni söyleyen ya da olmayan bir konu üzerinde atıp tutan "herhangi biri" denilebilir mi? Denilemez! Çünkü Yıldırım'ın "Cumhurbaşkanı yeni yılda kabineye başkanlık edecek" açıklaması zaten beklediğimiz bir sonuçtu.
Erdoğan seçim öncesi yaptığı her konuşmada, her açıklamada, "Yasal yetkilerimi kullanacağım ve alışık olunmayan bir Cumhurbaşkanı profili ortaya koyacağım" demişti.
Evet, Yıldırım'ın Cumhurbaşkanı'nın kabineye 5 Ocak'ta başkanlık edeceği yönünde yaptığı açıklama usulen tartışılabilir.
Belki "Bu açıklamayı yapacak kişi Yıldırım değil, Cumhurbaşkanı'nın kendisi olmalıdır" denilebilir!
Ancak... Resmi olmasa da, Cumhurbaşkanı'nın en yakınındaki bir ismi usulen yapmış olduğu bu hatadan dolayı kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırmaya kalkmak kabul edilecek bir davranış da değildir.
