Yine ellerini ovuşturuyor kan emici vampirler. Çünkü "Biterse Tayyip Erdoğan da biter! Onun yolundan gitmekte kararlı görünen hükümet de biter! Kan dökülürse Türkiye yeniden küçülmeye, gerilemeye başlar!" hevesindeydiler ama o hevesleri bir kez daha kursaklarında kaldı. Hükümet çözümü devam ettirmekte kararlılığını göstermek için sürece destek üzerine destek verdi. Çok şükür askıya alınan görüşmeler, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile HDP heyetinin görüşmesiyle tekrar başladı. Ve müzakere heyetine Hatip Dicle de dahil edildi. Ben bu ismi çok önemsiyorum, zira Dicle hem meselenin özüne hâkim, hem de Kürt siyasetçiler içinde yalandan değil, gerçekten de barış ve kardeşlikten yana duruş sergileyenlerden biri. Ben bu heyet ve iki tarafın kararları sonrasında sürecin artık son viraja girdiğini düşünüyorum. Bu virajdan iki taraf da geri dönemez artık. Dönülmeye kalkılırsa da bedeli çok ağır olur. Ve bu topraklar bu ağırlığı taşıyamaz.
Burada hepimize büyük sorumluluk düşüyor. Sürecin devamı için siyaseti, partizanlığı bir yana bırakıp taşın altına elimizi koymalıyız. Özellikle CHP kanadının bu defa sahiplik etmesi gerekiyor bu işe. En çok da "Ben Dersimli Kemal'im! Çözümden yanayım" havası basan Kemal Kılıçdaroğlu'nun!..