Önemli bir karar açıkladı dün İstanbul Büyükşehir Belediyesi. Hükümeti darbeyle, zorbalıkla indirmeye kadar varan ve 8 genç insanın ölümü ve yüzlerce insanın yaralanması ile sonuçlanan olayların başlamasına sebep olan Gezi Parkı'yla ilgili çok isabetli bir karar verdi. Parka yapılması düşünülen Topçu Kışlası projesiyle ilgili mahkeme olumlu yanıt verse bile en son kararı referandumla İstanbul halkının vereceğini duyurdu.
Bundan daha demokratik daha medeni bir karar olamazdı; o nedenle Kadir Topbaş'ı yürekten kutluyorum. Tabii insan ister istemez diyor ki, yaşananları göz önüne getirip, "Keşke en başında böyle bir karar alınsaydı da bu olaydan hareketle memleketi bir kaosun eşiğine getiren alçakların eline koz verilmeseydi. Keşke mesele uzamadan parktaki ağaçların kesilmesine tepki göstermek için masum niyetlerle yola çıkan aktivistlerin gönlü böyle bir kararla alınsaydı da o masum niyetler hain fitnecilerin bahanesi olmasaydı!"
Yapacak bir şey yok artık. Olan oldu demekten başka bir şey gelmiyor insanın elinden. Yeri gelmişken, Gezi olaylarına yaklaşımımla ilgili bir kez daha şu notu düşmek istiyorum: Gezi'yi ikiye ayırıyorum; birincisi tamamen iyi niyetli başlayan demokratik halk tepkileridir. Yani ağaçların kesilmesini engellemek için başlatılan ilk eylemler ve yapılan açıklamalardır. (Ki ben daha o günlerde kesinlikle o eylemcilerin yanında olduğumu ilan etmiştim.) İkincisi ise bu masumane eylemleri bahane edip kan dökülmesi için her türlü kirli oyunun sahneye konduğu olaylardır.
Demokraside tepki göstermek bir haktır elbette ama bu demek değildir ki sokaklarda çatışma çıkarıp, kırıp döküp İstanbul'daki Başbakanlık ofisine yürüyüp; "Başbakan'ın kellesini istiyoruz!" nidaları atmak değildir. Aklıselim hiçbir insan ikinci Gezi'ye destek vermez, veremez. Ve aklıselim hiçbir insan da birinci Gezi'ye karşı çıkmaz. Bir metropolün oksijen alanının yok edilip yerine AVM ya da müze her neyse ne... Onun yerine bir taş yığınının dikilmesini onaylamaz.
Referandum sonucu ne olur şimdiden tahmin etmek güç ama benim safım belli. Oyumu ağaçlar için, Gezi Parkı'nın yaşaması için kullanacağım. Topçu Kışlası tarihi olarak önemli bir semboldür evet. Bunun yapılmasına da karşı değilim ama bence o kışlanın yapılabileceği çok daha başka alanlar varken İstanbul'da, bir lokmacık parka dokunmanın da bir manası yok. Umuyorum yeni bir krize yol açmaz referandum. İnşallah İstanbullu sağduyulu karar verir. Ve inşallah gerek Paralel örgüt ve uzantılarının, gerekse dış mihrakların aylarca üzerinde tepindiği Gezi Parkı meselesi tatlılıkla, demokratik bir oylamayla çözülür.