Geçtiğimiz pazar Türkiye Paralel Örgüt'le mücadelede en kritik eşiği zaferle geçti. Yargıyı kontrol altına alan Sakalsız ve Çetesi HSYK seçiminde çok büyük bir darbe aldı. Bekledikleri bu değildi tabii. Çünkü hepsi birer takiye ustası olan bu örgüt üyeleri aylardır yaptıkları çalışmalarla kendilerinin gerçek birer adalet savaşçısı olduğunu, bağımsızlığa inanan yargıç ve savcıları ikna ettiklerini düşünüyorlardı. Ancak sonuç hayal ettikleri gibi olmadı ve yıllardır sürdürdükleri oyun bu defa istedikleri gibi gişe yapmadığından da perdeleri mecburen indirmek zorunda kaldılar.
Kuşkusuz bu perdenin inmesinde hepimizin emeği var ama ben özellikle Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Müsteşar Kenan İpek'e yargının bu kirli yapının elinden kurtulması için sadece bağımsızlığa inanan yargı üyelerinin oluşturdukları Yargıda Birlik Platformu oluşumuna destek verdikleri için teşekkür etmek istiyorum. Seçim sonrası etrafta dolaştırılan tezvirata sakın aldırış etmeyin. Hele hele kazanan adayların hükümetin kontrolünde olduğu palavrasına falan hiç kanmayın! Kazanan adayların hepsi farklı siyasi görüşler ve topluluklardan. Hükümete sempati duyan da var aralarında, hiç duymayan da! Alevisi de var, Sünnisi de... Muhafazakârı da var, laik olanı da... Özetle düne kadar sadece Maklubecilerin karargâhı olan HSYK artık evrensel hukuk kurallarına inanan bambaşka vizyona sahip adalet dağıtıcılarının eline emanet oldu. Hayırlı uğurlu olsun.
Bu arada kaybı hazmedemeyen paralel örgüt üyelerinin yine akla hayale gelmeyecek tezviratlarla seçimin sonucuna gölge düşürecek birtakım oyunlar içine girdiğini de not olarak düşmeliyim. Ancak bilmeliler ki bunların hiçbiri bu başarıyı gölgeleyemez. Bu noktada kendilerine niyetleri kötü de olsa 17 Aralık'taki darbe girişiminden dolayı teşekkür etmek isterim. Çünkü bu alçakça girişimleri büyük hayırlara vesile olmuştur. Sayelerinde birbirine selam dahi vermekten imtina eden yargı üyeleri evrensel hukuk ilkeleri etrafında toplanarak yargının bağımsız, bir ve bütün olması için taşın altına sadece ellerini değil gövdelerini de koymuşlardır. İşin özü; sonuç bizleri çok mutlu etti.
Bu arada Paralel Yapı ile mücadelede adeta sembolleşen % 100 Siyaset ekibi ile birlikte birkaç gündür Diyarbakır'dayız. Olayları biliyorsunuz. Memleketin durumu malum. Bir taraftan yargıya çöreklenen bu yapıyla mücadeleyi sürdürdük ama diğer taraftan da tası tarağı toplayıp bölgeye gelip en hassas fay hattımız olan çözüm süreci ile ilgili görevimizin başına geçtik. Biz Diyarbakır'daydık ama kulağımız HSYK'daydı. Çok heyecanlı bir gündü ve biz seçimi gerek kaynaklarımızdan, gerekse sosyal medyadan anbean takip ettik. Seçim sonuçları açıklanmaya başladıktan sonra sadece benim değil bütün ekibin telefonları hiç durmamacasına tebrik için çalıp durdu. Türkiye'nin dört bir tarafından arayan hâkim ve savcıların başını çektiği yargı üyeleri, bürokratlar, siyasiler ve farklı kesimlerden birçok insan mücadelede gösterdiğimiz kararlı duruşumuzu kutluyordu. Sevindik ama bir şeye de üzüldük. Üzüldüğümüz nokta bazı arkadaşların zafer sarhoşluğu içinde olup HSYK seçimi kazanımı ile mücadelenin tamamlandığı yönünde ifadeler kullanmış olmalarıydı.
"Paralelcilerin son kalesine darbe vuruldu" mealindeki anlayış doğru bir anlayış değil. Çünkü bu seçimde onları yenilgiye uğratmak evet çok önemli bir adımdı ama son adım değildi. Herkes şunu bilsin ki sadece emniyet ya da yargıya değil, bütün bürokrasinin ana damarlarına sirayet eden bu yapıyla savaşmaya devam edeceğiz. Kimse rehavete kapılmasın çünkü daha yolun başındayız.