Hayat tesadüflerle doludur evet! Öyle hikâyeler işitirsiniz ki, şaşırıp kalırsınız ve ister istemez şöyle bir cümle çıkar ağzınızdan; "Bak sen şu tesadüfe yaaaa!!!"
Geçtiğimiz pazartesi % 100 Siyaset'te "tesadüflerin tesadüfü" diyebileceğimiz öyküyü Avukat Fidel Okan anlatınca sadece programın moderatörü olan ben değil, diğer konuklarımın ağzından dökülen de benzer cümleler oldu haliyle!
Lafı uzatmadan meselenin özüne gireyim. Yani her duyana; "Yuh bee!" dedirten şu tesadüf olayının içeriğini sizlerle de paylaşayım. Şimdi 3 hâkim ismi sayıyorum:
Hüseyin Karagöl, Mustafa Akarsu ve İlyas Şahin... Peki nedir bu üç ismin yan yana gelmesini gerektirecek temel sebep? Paralelci mi yoksa bu yargıçlar? Ya da paralele karşı omuz omuza mücadele eden bağımsız cephenin savaşçıları mı? (Ben şu anda bir şey demeyeyim. Hikâyeyi tümden aktarayım ve ne olduklarına siz karar verin).
Evet. Soyadlarına ve hatta doğdukları memlekete dahi bakıldığında bu üç ismin arasında bırakın bir akrabalık bağı filan, herhangi bir yakınlık olduğunu bile söylemek mümkün değil. Ama akrabalar, hem de çok yakın. Bunların çocukları birbiriyle kuzen ve diğer ikisinin eşine "teyze" diye hitap ediyor. Çünkü bu hâkimler birbirinin bacanağı.
Buraya kadar anormal bir durum yok tabii. Sonuçta üç kız kardeşin hayatlarını birleştirme konusunda hukukçu kimliği olan insanlardan yana tercih kullanması gayet doğal. Ailenin aldığı böyle bir ilke kararı da olabilir veyahut tesadüfler neticesinde bu üç çiftin birbirlerine âşık olma durumu da! Bu özele girdiği için mıncıklamak istemezdim ama bu üç hâkimin aynı tarihlerde Yargıtay'a üye olarak atandığını ve evli oldukları kız kardeşlerin İbrahim Faruk Bayındır'ın kuzenleri olduğunu öğrendikten sonra benim için meseleyi mıncıklamak elzem oldu artık!
Bayındır ismini bilirsiniz. Bir zamanlar gündeme bomba gibi düşen MHP'lilerle ilgili şu meşhur kasetlerin arkasında olduğu iddia edilen isimdir. Kendisi özel havacılık sektöründe iş yapan bir havayolu şirketi ile Florya merkezli faaliyet gösteren TARKİM isimli uçuş okulunun da sahibi ve adı bir zamanlar uyuşturucu kaçakçılığında geçen Ahmet Özbey'in de damadıdır. MHP'lilerle ilgili kasetlerin gündeme düşmesinin öncesinde İstanbul Küçükçekmece ilçesinde belediye meclis üyesi olarak görev yapıyordu.
O vakitler MHP lideri Devlet Bahçeli, kasetlerin ABD'de Bayındır'ın kredi kartı ile yayına verildiğini ispat edince, hem meclis üyeliğinden, hem de mensubu olduğu AK Parti'den jet hızıyla ihraç edilmişti. Olayın devamında ne oldu bilmiyorum ama Bayındır'ın Gülen Cemaati'yle sıkı bir yakınlığı olduğunu onu tanıyan herkes çok iyi bilir.
Özetle... Çok ince hesapları yıllar öncesinden yapıp, bu ince hesaplarla devletin en kilit noktalarını ele geçirme konusunda oldukça usta bir örgütle karşı karşıyayken bu tesadüf ötesi durumu irdelemek boynumuzun borcu oldu artık.
Elbette ki insanların istediği adamla ya da kadınla evlenme ve birbirleri ile bacanak olma özgürlüğü vardır. Ancak bu bacanakların üçünün birden 2011'de Yargıtay'a atanmasının da bir izahı olmalıdır. Ben bunun peşindeyim şimdi. Bakalım ne anlatacaklar bize bu Paralel bacanaklar? Nasıl bir açıklama yapacaklar?
Hadi bir telefonun ucundayım. Hepiniz değil! Üçünüzden biri bile beni arasa yeter!