Yüzbinlerin nefesini tutup beklediği mesaj BDP'li milletvekili Pervin Buldan'ın Kürtçe okumasından çok, Sırrı Süreyya Önder'in Türkçe okumasında alkışlar ve sloganlarla karşılık buldu. Gençlerin ve kadınların çoğunlukta olduğu kutlamadaki coşku Öcalan'ın mesajı okunurken bir anda yerini sükûnete terk etti. Artık silahtan vazgeçilmesi gerektiği mesajını veren Öcalan'ın emreden bir lider gibi değil de, bir ağabey gibi ricada bulunan üslup kullanması oldukça dikkat çekiciydi: "Beni seven eğer bana kulak verirse..." mealindeki cümleleri özenle seçilmiş cümlelerdi. Mesajın okunmasının akabinde meydandaki coşku artarak sürerken bazılarınca ise pek memnuniyetle karşılanmadı. Bunlardan biri mesela Osman Kavala idi. Kavala'nın; "Niyet güzel ama içeriği pek tutmadım. Çanakkale Savaşı'na, din birliğine filan vurgu yapmasının gereği var mıydı pek emin değilim" yorumuna benzer yorumlar genellikle protokol bölümünde oturan misafirlerin yorumlarıydı.
BDP kanadında mesajdan en çok memnun olan isimlerden biri Leyla Zana'ydı. Zana, Öcalan'ın çağrısı için; "Tarihi ve çok önemli bir mesajdı. Umarım demokratikleşmenin ve özgürlüğün önünü açacak bu sürecin doğru ve eksiksiz ilerlemesinin bir başlangıcı olur bu mesaj" dedi.
Onur konuklarından olan Ahmet Kaya'nın eşi Gülten Kaya ise "Çok bedel ödendi buralara gelmek için. Çok kayıplar verildi. Ben bu mesajla birlikte Türkiye'de yeni bir dönemin başlayacağına inanıyorum" yorumunu yaptı.
Bana gelince... Ben de dün Diyarbakır'da yanan Nevroz ateşinin yeni bir dönemin habercisi olduğuna inanıyorum. Gerçekten tarihi bir mesajdı Öcalan'ın mesajı ve bence ilerde daha da iyi anlaşılacak anlamı.
Bu arada Öcalan'ın mesajında Türklere de sesleniş vardı. "Fırat ve Sakarya kardeştir" sözleriyle anlatmak istediği ülkenin bölünmesinin söz konusu olmayacağıydı.