Bunca yıllık meslek hayatımda çok uyanık gördüm ama böylesine ilk kez rastladım. Şu müthiş zekâya bakınız Allah aşkınıza!
Sen kalk Doğu ve Güneydoğu halkının tamamını ahlaksızlıkla itham eden iğrenç bir yazı kaleme al. Bütün Türkiye'de infial yaratan o yazı nedeniyle meslekten uzaklaştırıl ama sonra ensest ilişki kurmakla suçladığı bölge halkı için adeta fenomen olan bir ismi kullanarak yeniden mesleğe dön!
İnanın sevgili okurlar, dün Posta'da Tolga Candaş Işık tarafından Diyarbakırlı Abdülkadir Aksu ile yapılmış tam sayfa röportajı görünce, "Pes yahu! Vallahi bu kadarına da pes!" dedim.
Çünkü bir insan ancak bu kadar kurnaz, bu kadar iş bitirici ve bu kadar alicenap olur!
Hatırlıyorsunuz değil mi muhterem Candaş Beyimizin yazdığı o meşhur yazıyı?
Hani PKK ile ilgili bir kitap yazmak için gittiği Doğu ve Güneydoğu'da akıllara ziyan tespitlerde bulunmuş ve demişti ki; "Bölgedeki evlerin yüzde 90'ında en az 8 kişi bir arada yaşıyor. Ve yüzde 90'ına doğru dürüst yiyecek girmiyor. Kitap girmiyor ve gazete girmiyor. Ama bu evlerin hepsine çanak anten giriyor. Ve bu çanak anten sayesinde de o evlerde istisnasız herkes porno kanalları izliyor! Evdeki ilkokul talebesi de, 80 yaşındaki dede de! 7 gün 24 saat. Ve bu yüzden de o dedeler torunlarına gelinine, 14 yaşındaki çocuk minicik bir bebeğe, öz abisi kız kardeşine, komşunun karısına - kızına tecavüze yelteniyor! Ve çoğunlukla da başarılı oluyorlar. 'Nasıl olsa töre var kimse duymaz' diye düşünüyorlar!"
Dün bölgede yaşayan insanlar arıyordu beni harıl harıl. Sadece beni de değil, Candaş Tolga'nın o iğrenç yazısına tepki gösteren bütün gazetecileri arıyorlardı. İçlerinden biri, "Sabah sabah gazeteyi görünce abandone olduk abla! Abdülkadir Aksu nasıl böyle bir adama röportaj verir? Nasıl böyle bir hataya düşer?" diyordu.
Bölgede AKP için çalışan bir diğeri, "Bu resmen kumpas! Bölgede biz kaybedelim diye hazırlanmış bir tuzak! Bak gör BDP'liler bu röportajı aleyhimize kullanmak için ellerinden geleni yapacak" diyordu.
Bir Diyarbakırlı ise, "Posta Gazetesi burada doğru dürüst satışı olmayan gazetedir. Bugün yok sattı" diyordu ama bu yok satmanın arkasında başka bir neden olduğunu vurguluyordu.
Ona göre Aksu'nun bu röportajını aleyhte kullanmak isteyen birileri ahali görsün diye Posta gazetesi dağıtıyordu şehirde.
Olabilir gerçekten. Çünkü şahane bir seçim malzemesi Tolga Candaş Işık ve Abdülkadir Aksu'nun birlikteliği. Sadece Aksu ile değil. O bölgede siyaset yapan herhangi bir isimle Candaş Tolga'nın adını yan yana koymanız yeter aleyhte propaganda için.
Çünkü bu arkadaşı Doğu ve Güneydoğu'da o yazdığı iğrenç ve aşağılık yazı nedeniyle tanımayan, bilmeyen yok sevgili okurlar!
Peki hal böyleyken yani bu arkadaşın adı o bölgede hâlâ irrite edici pozisyonunu korurken, partisi ve Güneydoğu halkı arasında adeta köprü görevi üstlendiği bilinen Aksu neden o röportajı verdi bu arkadaşa?
Yani neden böyle bir aracılık görevi üstlendi?
Bilmiyor muydu acaba Candaş arkadaşın bölgedeki algısını? Bu kişinin o bölge halkı için nasıl bir anlam ifade ettiğini?
Merak ettim tabii. Aradım sordum kendisine. Baktım ki yoğun seçim çalışmaları arasında eriyip gitmiş adamcağız. Benim ne sorduğumu bile anlamakta zorlanıyor. Sonra sonra benim gerçekten ne söylemek istediğimi anlayınca, "Ben röportaj filan vermedim. Kendisi geldi Başakşehir'e. 'Seçim çalışmalarınızı izleyeceğim' dedi. Ben de ne diyeyim? Git mi diyeyim? Kovayım mı? Geldi gezdi bizimle. İzledi sadece. İzlerken de konuştuk tabii. İşte o konuşmaları filan röportaj diye vermiş gazetede. Neyse bir hata oldu ama bundan sonra böyle bir şey olmaz!" dedi.
Olan olmuştu tabii aslında.
Farkında değil ama Abdülkadir Bey bir güzel kullanılmıştı Candaş arkadaş tarafından ve ne yazık ki kendi bölge halkının hiççç hoşuna gitmeyeceği bir projeye ortak olmuştu.
Bilmiyorum ne olur bundan sonra Candaş'ın durumu ama inanın ben en çok şunu merak ediyorum:
Yazdığı o iğrenç ve aşağılık yazıdan dolayı o dönem tepki aldığı için bu arkadaşa cansiperane sahip çıkan bazı Candaş ablaları ve ağabeyleri şimdi nasıl bir tavır alacaklardır?
Sırf mesleğe geri dönmek amacıyla Aksu ile yaptığı röportajda kullandığı ifadeler karşısında ne diyeceklerdir?
"Tühhh... Bizim eğile büküle sahip çıktığımız Candaş da olmuş basbayağı bir yandaş!" filan mı?