Geçtiğimiz günlerde özel istihbarat servisimiz müthiş bir habere imza attı. Yaklaşan yaz aylarıyla birlikte zayıflamaya çalışan insanların epeyce kolay bir yol olduğu için tercih ettikleri zayıflama haplarının nasıl üretildiğini ortaya çıkarttı.
Özellikle son zamanlarda satışı adeta bir furya haline dönüşen "altın çilek" adı verilen hapların merdiven altlarında hazırlanış biçimlerini olduğu gibi ortaya döktü.
Tesadüf işte. Abdurrahman Şimşek imzasıyla yayımlanan haberin gazetede çıktığı gün, ben de dünyanın en büyük sağlık ve bakım ürünleri satışını yapan Alliance Boots'un İlaç Dağıtım Bölümü Başkanı Ornella Barra ile görüşmek üzere Londra yolcusuydum.
Eczacılık eğitimi alan ve eczacılık mesleğinin yaşam boyu savunucusu olan Ornella Barra ile özellikle Türkiye'deki ilaç politikaları ve eczacıların sorunlarına dair uzunnnn bir sohbet gerçekleştirdik.
Avrupa eczacılarının sözcüsü olma misyonunu üstlenen Barra'nın Türkiye'nin ilaç politikaları ve eczacılığımızla ilgili derin bilgileri hakikaten beni şaşırttı. Barra'ya göre Türkiye'deki ilaç politikalarından dolayı epeyce bir sıkıntı yaşayan eczacıların benzerlerini diğer ülkelerde de görmek mümkünmüş. Dünyanın en mutlu eczacılarının sadece İngiltere'de yaşayanlar olduğunu ifade eden Barra, bunun nedeni olarak da İngilizlerin sahip olduğu o köklü eczacılık geleneğini gösteriyor.
100 yılı aşkın bir geleneğe sahip olan İngiltere'nin, eczacılık alanındaki bu farklılığının tüm dünya ülkelerine model olmasını çok arzu ettiğini söyleyen Ornelle Barra, bunun hayata geçmesi için de elinden geleni yaptığını ifade ediyor.
Mesela ne yapıyor?
1999'da kurulan ve mart ayında Türkiye'nin de üye olduğu Avrupa Eczacılar Forumu (The European Pharmacists Forum - EPF) aracılığı ile Avrupa genelinde eczaneleri ilgilendiren en iyi uygulamaların, değişik fikirlerin ve stratejik konuların paylaşıldığı bir platform yaratmayı hedefliyor.
Temsilcisi olduğu ülkelerin bağımsız eczacılarını da faaliyet alanlarında ve karşılaştıkları zorluklar konusunda cesaretlendirdiklerini iddia ediyor.
Eczacıların hastalarına ve onların bireysel sağlık ihtiyaçlarına odaklanmalarını sağlarken; kanun yapıcılara, hastalara ve ödemeyi yapan kurumlara da bağımsız eczacılığın faydalarını göstermek konusunda destek olduklarını aktarıyor.
Hepsi çok güzel.
Çok içten ve eczacılık sektörünün gelişimi açısından umut verici.
Ancak problemli bir durum var.
O da eczacıların tıbbi ilaçlardan elde edemedikleri gelirler nedeniyle başka alanlara yönelip eczanelerinde yeni ürünlerin satışını yapmaları.
Mesela bazılarının hastalarını ölüme sürükleyebilecek ilaçları (örneğin altın çilek gibi zayıflama hapları) gözü kapalı tavsiye etmesi gibi.
Avrupa eczacılarının sözcüsü Ornella Barra'nın bu konuda ne diyeceğini çok merak ediyordum.
Sonuçta bu tür ürünlerin dağıtımını ve pazarlamasını yapan en büyük şirketin genel müdürüydü kendisi.
Ancak Barra tam bir bilim kadını. Ticari değil, bu hassasiyetle meseleye yaklaşıp, sadece doğru olanı söylemeyi tercih ederek cidden beni şaşırttı.
Dedi ki açık açık:
"Bu tür zayıflama hapları kesinlikle doktor tavsiyesi ve gözetimi altında kullanılmalıdır. Çünkü zayıflamak için başlı başına bu ilaçların kullanımı pek yarar sağlamaz, aksine sağlıkla ilgili problemler yaratır. Bizim dağıtımını yaptığımız ilaçlar var elbette bu türden ama çok dikkat ediyoruz. Kaliteli olmasına, yan etkilerinin olmamasına önem veriyoruz. Üretici firmaların güvenilir olmasını çok önemsiyoruz. Ve işin doğrusu eczacıların bu ürünleri satarken, bir yandan da kullanmak isteyen kişileri muhakkak bir doktora ya da diyetisyene yönlendirmelerini temenni ediyoruz. Bu konuda da gereken telkinleri yapıyoruz elimizden geldiğince."
Barra'nın söyledikleri kulağa çok hoş geliyor elbette.
Ama soru şu: "Bu söyledikleri ne kadar pratiğe dökülebiliyor?"
Şu anda sadece Türkiye'de değil, hemen hemen bütün dünyada bu haplar şahane sloganlar eşliğinde, (1 ayda 8 kilo! 10 günde 5 kilo v.s.) satışa sunuluyor ve insanlar da bu lanetli hapların büyüsüne kapılıp deliler gibi kullanıyor...
Sonu yok bu işin belli ki.
Yapılacak şey ise gayet basit!
Bu haplar eczaneler, internet dahil satışı yapılan her alanda derhal yasaklanmalı ve hükümetler eliyle topluma derhal şu mesajlar verilmeli:
"Bunların tümü yalan arkadaşlar! İş boğazda biter! Boğazını tutamayan insana ne hap, ne de spor fayda eder!"