Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEVİLAY YAZIYOR SEVİLAY YÜKSELİR

Çirkin olan Facebook mu yoksa onu suiistimal edenler mi?

Dört dörtlük olmasa da, sürekli kullanıcısı olarak Başbakan Erdoğan'ın Balıkesir mitinginde Facebook ile ilgili söyledikleri bayağı ilgimi çekti.
Bununla birlikte Erdoğan'ın gelişen teknolojinin iletişim alanında yarattığı olumsuzluklara ve sakıncalara dikkat çekerken sadece Facebook'tan, "Çirkin teknoloji" diye bahsetmiş olması da garibime gitti.
Bence yanlış bir yaklaşım.
Çünkü çirkin olan Facebook falan değil!
Çirkin olan, gelişen teknolojiyi fütursuzca kullanan densiz, ahlaksız ve hastalıklı bazı tipler!
Ve ne yazık ki bu densiz tipler sadece Facebook'a musallat olmuş da değiller.
Bu densizler her yerdeler!
Bir bakıyorsunuz face'te, bir bakıyorsunuz gazetedeki e-posta adresinizde, bir bakıyorsunuz yazınızı alıntılayan bir başka haber sitesinin yorum bölümünde, Twitter'da, msn'de ve hatta bir bakıyorsunuz program yaptığınız TV kanalının izleyicilerinin yorumunu almak için anonsladığı sms'inde!
Dedim ya ben dört dörtlük bir Facebook kullanıcısı değilim ama elimden geldiğince faydalanmaya çalışıyorum.
Ne yapıyorum mesela?
Yazı günlerimde yazımı duvarıma yerleştirip kâh okurlarımın, kâh arkadaşlarımın o yazıya dair yorumlarını varsa eleştirilerini, önerilerini almaya çalışıyorum.
İlk başlarda gelen eleştirileri vakit buldukça yanıtlamaya çalışıyor ve elimden geldiğince okurlarımla duvarım üzerinden yazıdaki konu ile ilgili yürüyen tartışmayı izlemeye çalışıyordum.
Ama sonra baktım ki mümkün değil böylesine medeni bir duruşu devam ettirmek...
Vazgeçtim son zamanlarda o nedenle.
Çünkü adam alenen küfür ediyor.
Hakaret ediyor. Alabildiğine aşağılıyor.
Sadece bana da değil yaptığı bu terbiyesizlik.
Aileme, çalıştığım işyerinin patronuna veya yazdığımın doğru olduğuna inanan bir başka okuruma.
Yani alayına!
Ağzına geleni sayıyor.
Şuursuzca hem de.
İnanın edilen o hakaretleri, tehditleri, küfürleri götürüp bir savcının önüne koysanız derhal o kişi hakkında soruşturma başlatır ve eğer kanıtlayabilirse hakaretten ve alenen aşağılamadan en az 6 ay yedirir!
Ama nasıl yapacaksınız bunu?
Hangisiyle uğraşacaksınız?
Bir kişi ya da on kişi değil ki bu densiz ve ruh hastası tipler.
Yüzlerce...
Belki de binlerce...
Bazen çok kızıyorum Facebook'ta kendi sayfamda, kendi mekânımda bana edilen o hakaretleri, küfürleri falan okuyunca...
Ve çekip gitmek istiyorum.
"Kapat şu sayfanı! Bitsin gitsin!" diyorum ama sonra bu küfürbaz ve densiz güruhtan kaçmanın mümkün olmadığı gerçeğini hatırlıyorum.
Çünkü bu güruhun oradan kaçsam bile başka bir yerden yakama yapışıp, (mesela gazetedeki köşede okurlarla iletişim kurmak amacıyla yazılan e-posta adresi üzerinden!) yine o iğrenç öfkelerini, kinlerini üzerime bir şekilde kusmaya çalışacaklarını iyi biliyorum.
Diyeceğim şu ki son olarak;
Evet bir çirkinlik, maalesef bir garabet var internetle ilgili. Ancak bu çirkinliği yaratanlar yine insanlar. Mühim olan bu insanlarla nasıl mücadele edileceğidir. Evet teknolojik olarak dünya standartlarını yakalamış durumdayız ama bu teknolojiyi kirletenlerle mücadelede maalesef çok geriyiz!
Kusura bakmasın Sayın Başbakan ama Ulaştırma Bakanlığı'na bağlı Telekomünikasyon Başkanlığı standartları yüksek olmasına rağmen kendilerinden bekleneni gerçekleştiremedi bu konuda.
Biliyor musunuz, dünyanın en geri kalmış ülkesinde bile mümkün değilken bizim ülkemizde hâlâ bir yerlerde şifresiz internet hizmeti verilebiliyor.
Kişi isterse o serbest ağ üzerinden sanal ortama dalıp istediği pisliği rahatlıkla, korkusuzca sergileyebiliyor.
Bir kere bağlantılarda artık şifre zorunluluğu olmalı kesinlikle.
Ve o şifre üzerinden kimlerin o bağlantıyı kullandığının derhal belirlenebilmesi için de mutlak önlemler alınmalı.
En önemlisi ise interneti kötü emellerine alet edenlere karşı hukuken ağır yaptırımlar uygulanmalı.
Gerekirse, "Sanal âlem üzerinden bir kişiye ya da kişilere hakaret edene, küfür edene, iftira atana, kötü niyetle çekilmiş gizli kasetleri yayına verenlere, izleyenlere, başkalarıyla paylaşanlara 10 yıldan başlamak üzere hapis cezası verilecektir!" denilebilmeli yani!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA