Önceki
gün Malatya'da AK Parti mitinginin başlama saati 17.30 olarak duyurulmuştu ama Başbakan Tayyip Erdoğan'ı taşıyan uçak ancak 18.30'da inebildi Erhaç Havalimanı'na. Alandan mitingin yapılacağı olan meydana kadar geçen zamanda seçim otobüsünde Başbakan Erdoğan'la epeyce sohbet etme imkanı buldum. Önce kente doğru uzanan yol boyunca hükümeti döneminde yapılan çalışmaları anlattı. "Görüyorsun değil mi? Ne güzel bir görüntü değil mi?" diye başladı sözlerine. Sonra ekledi; "Malatyalısın madem bilirsin. Bu yollar böyle miydi? Alandan şehre giden yollar bu kadar gösterişli miydi? Bak şu güzelliğe. İşte biz bunu istiyoruz. Bütün kent girişlerinin Malatya'da olduğu gibi düzenli ve kentin dokusuna uygun bir biçim almasını istiyoruz. Rahmetli Turgut Özal'dan sonra sahipsiz kalmıştı bu güzelim şehir. Biz göreve geldiğimiz yıl el verdik Malatyalı'ya. Belediye ve hükümet işbirliği ile çok büyük projelere imza attık. Bambaşka bir vizyon kazandırdık." Bu arada Başbakan zaman zaman sohbete ara vermek zorunda kaldı zira yol kenarında kendisini bekleyen vatandaşla selamlaşmak istedi. O selamlaşmalardan biri de meşhur Özal köyünde oldu. Yaklaşık 500 kişinin ellerinde pankartlarla kendisini beklediğini görünce yanındakilere, "Durun burada. Selamlaşalım Özallılarla" dedi. Birkaç dakikayla da olsa gönüllerini aldı onların ve kendisine uzatılan kuru kayısı dolu tepsiyi görünce, "Allah'ınıza gurban! Allah'ınıza..." diye seslendi. Seçim otobüsü yeniden yola koyulduğunda ise en can alıcı soruyu sordum Başbakan'a. Gün boyu birlikte olduğum bazı partililerin temayül yoklamalarından dolayı bazı Malatyalı partililerin kırgın olduklarını aktardım ve "Neden temayül yoklamalarındaki sıralamalara bağlı kalmadınız?" diye sordum. Bunun üzerine Erdoğan sadece Malatya'da değil, hemen hemen Türkiye'nin birçok yerinde yaşanan bu sıkıntıyla ilgili şöyle cevap verdi;
'YOKLAMA YETMEZ'
"Temayül yoklamalarını elbette çok önemsiyoruz. Ancak adayları belirlerken temayül yoklamaları kesin kriter olamıyor ne yazık ki. Çünkü parti içi yapılan bu yoklamalarda bazen bölgecilik ve milliyetçilik gibi unsurlar öne çıkabiliyor. Bazı yerlerde aday adayları bu unsurları kullanarak sıralamalarda pekala üst sıralarda yer alabiliyorlar. Bu çok sakıncalı bir durum. Çünkü parti içi yapılan bu yoklamalar geneli yansıtmıyor. Temayül yoklamaları sonrası ortaya çıkan tabloyu çok sıkı kontrolden geçiriyor arkadaşlarımız. Eğer varsa böyle bir durum, yani aday olan arkadaş sadece delege gücünü kullanarak üst sıralara yerleşmiş ise biz buna itibar etmiyoruz. Çünkü bizim için asıl olan parti içindeki gücü değildir kişinin. Mühim olan aday olduğu kentteki seçmen üzerindeki itibarı, etkisi ve gücüdür!" Ara ara vatandaşla selamlaşmalar üzerine kesilen sohbette ben, "Bu kentin en büyük sorunu işsizlik. Vatandaş çok dertli. Bazıları kayısıdan çok iyi gelir elde ediyor ama bu geliri yatırıma aktarmıyor. Ya yastık altına atıyor ya da gayrimenkule yatırıyor" deyince, "Hiç sorma o konu büyük dert" dedi ve devam etti; "Bu mesele sadece Malatya'nın meselesi değil. Bütün Türkiye'nin meselesi. Yastık altına giden paraları yatırıma dönüştürmeyi bir başarsak, zaten işsizliği kökünden halletmiş olacağız. Aşmak için gayret ediyoruz. Sadece Malatya'da değil, bütün bölgede teşvikler sunuyoruz. 'Gel memleketine yatırım yap, sana şu imkanları sunalım' diyoruz. Çok şükür bu konuda Malatya'da çok başarılı olduk. Son 8 yılda onlarca tekstil fabrikası açıldı. İstihdam sağlandı ama yetmiyor. Malatyalı vatandaşlarım emin olsunlar önümüzdeki dönemde işsizlik sorununu çözmek için çok çalışacağız!"