Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEVİLAY YAZIYOR SEVİLAY YÜKSELİR

Change amcalar, teyzeler! Lütfen change!

Bir yandan bu satırları yazarken, diğer yandan da grup toplantısında haftalık konuşmasını yapan CHP lideri Baykal'ı dinliyorum.
Deniz Bey, her zamanki o keskin ve akıcı üslubu ile AKP'nin yapmayı düşündüğü Anayasa değişikliğini yerden yere vuruyor.
Vuracak tabii. Buna asla itirazım yok! Çünkü o bu ülkenin ana muhalefet lideri! O nedenle, "Baykal yine politika yapıyor. Üç beş oy uğruna ülkenin demokratikleşme yolunda attığı adımların önünü tıkıyor. İnatçı küçük bir çocuk gibi davranıp, bu hükümet önüne ne getirirse getirsin, müzmin muhalif kimliğinden bir adım geri atıp bizleri şaşırtmıyor" falan deyip başkaları gibi boşu boşuna zırvalamayacağım.
Hazır gündemime Baykal'ı almışken, onunla son derece alakalı olan başka bir konuya dikkatinizi çekeceğim. Başka bir değişim meselesine.
Bütün CHP tabanının dört gözle beklediği şu olağan Mayıs Kurultayı'na...
Bakın sevgili okurlarım. Baykal ve kadrosunun bir bölümü bunu görmezden gelebilir ve hatta inkâr edebilir ama CHP tabanı için mayısta yapılacak kurultaydaki değişiklik, AKP'nin yapmayı planladığı Anayasa değişikliğinden daha önemli kanımca.
CHP'nin derin gırtlaklarıyla sürekli istişare halindeyim. Onlara göre önümüzdeki kurultayda Baykal'ın karşısına çıkabilecek ciddi bir lider adayı yok! Ama mevcut 80 kişilik parti meclisi ile 18 kişilik Merkez Yürütme Kurulu üyelerini darmadağın edebilecek yüzlerce aday var.
Peki yaklaşık 20 yıldır Baykal'ın hegemonyasına ve onun kadrosunun despotizmine maruz kalmış olan CHP'de, tabanın umut ettiği gibi bir köklü değişiklik mümkün mü?
Kayıtlarınıza geçiriniz lütfen!
"Bir değişiklik olacak. Olacak ama bu asla ve katiyen tabanın hayal ettiği biçimde ol-ma-ya-cak!!!"
Hatta iddiamı daha da abartıyorum ve diyorum ki: Değişiklik tabanın isteği doğrultusunda değil, aksine Baykal'ın tam arzusunu karşılayacak biçimde olacak!
Onların sandığı gibi Onur Öymen oturduğu genel başkan yardımcılığı koltuğundan, "Dersim gafınla bize omuz veren Alevileri çok kızdırdın. Seni biraz nadasa alalım" filan bahanesiyle, indirilmeyecek. Ya da sayman Mustafa Özyürek'e, "Çok yaşlandın Mustafa Abi... Hesapları karıştırıyorsun artık. Sen biraz dinlen" denilemeyecek!
"Allah bir, Baykal tek!" şiarından şaşmayan Algan Hacaloğlu'na... Yılmaz Ateş'e... Bihlun Tamaylıgil'e... Faik Öztrak'a... Sonradan sonradan çok sonradan başımıza fanatik Baykalcı kesilen Fatma Nur Serter Hanım'a yol verilmeyecek!
Önder Sav'a ise zaten dokunulmayacak!
Aksine despotluğun tavan yaptığı MYK toplantılarında, konuşmasa da, "aman başımı yer bunlar" diyerek itiraz edemese de bir avuç gerçek sosyal demokrat ruhlu siyasi alaşağı edilecek.
Ve yerine diğerlerinin benzeri olanlar yerleştirilecek.
Her alanda değişime kapalı. Statükocu ve "Devlet millet için değil, millet devlet için" zihniyetine sahip sağ görüşlü, dar kafalılar oturtulacak.
Peki biz ne yapacağız?
Yani mesela ben...
7 göbek CHP'li bir ailenin evladı olarak bugüne kadar herhangi bir sağ partiye oy vermemiş, verememiş, eli yetmemiş, zavallı ben ne yapacağım?
Ne yani, sırf, "Vitrin olsun. Komşular alışverişte görsün..." hesabıyla Genel Başkan Yardımcılığı koltuğuna oturtulan, 'bir adım ileri, iki adım geri Kemal Kılıçdaroğlu'na sebep yine CHP'nin kuyruğuna mı takılacağım!
Hayır efendim!
Takılmayacağım!
Takılmayacağız!
İşte yazıyorum arkadaşlar! Ve diyorum ki, "CHP'nin merkez kadroları dinamik, evrensel sosyal demokrat değerlerin farkına varabilen, değişimci ve yenilikçi, 7/24 mesai yapabilen siyasilere emanet edilene kadar bekleyeceğiz."
Neden mi?
Nedeni basit. Çünkü change istiyoruz amcalar, teyzeler. Change!
Anlatabildim mi?

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA