Kabul edelim ki atv büyük bir işe imza attı. Bugüne kadar hiçbir özel televizyonun ve hatta sinemacıların yayınlamaya cesaret edemediği, yıllardır kanayan toplumsal bir yarayı mükemmel bir diziyle kamuoyunun dikkatine sundu.
Tomris Giritlioğlu gibi bir ustanın elinden çıkan Kasaba adlı diziyle, Alevi ve Sünni insanların arasındaki önyargılardan kaynaklı tüm sorunlar bütün gerçekliği ve çıplaklığı ile ekrana taşındı. Hatırlarsanız, Kasaba müptelası okurlarımın ricasıyla 29 Ocak'ta atv yönetimine, "Lütfen şu dizinin saatleri ile oynamayın! Kasaba'lıları hoplatmayın" diye bir yazı kaleme almıştım. Sağ olsun. Başta atv'nin Genel Müdürü Adem Gürses olmak üzere kanalın bütün yetkilileri, normalde reytinglerde istenen başarıyı gösteremeyen bir diziyi 3 ya da 4 bölüm sonra yayından kaldırmasına rağmen Kasaba'nın devamı için 20'nci bölüme kadar direniş gösterdi.
Ancak bütün bu çabalara rağmen kahretsin ki Kasaba reyting canavarına yenik düştü.
Fanatikleri günlerdir e-posta yağmuruna tutuyor bendenizi. Hakeza atv'nin yönetimini...
Aradım Adem Gürses'i. Çok üzgün. "Biz de istemezdik böyle olmasını ama burası ticari bir kurum. Ve maalesef reklamveren tercihini yaparken reyting sıralamasını göz önüne alıyor. Olmadı. Çok uğraştık olmadı ve Kasaba istenen başarıyı yakalayamadı" dedi.
Uzun uzun kendilerinin de çok hevesli bir şekilde ekrana taşıdıkları Kasaba'nın mali yükünden bahsetti.
Anladım ki yapacak fazla bir şey kalmamış Kasaba için.
Ama sonra aklıma Hıncal Abi'nin, TRT'nin reyting gözetmeden kamu adına yaptığı yayıncılık anlayışına övgü düzen sözleri geldi.
Tam da hükümetin Alevi Açılımı için kollarını sıvadığı bir dönemde. "Neden olmasın?" dedim kendi kendime. Neden binlerce Alevi yurttaşın hayranlıkla izlediği Kasaba TRT'de yayınlanmasın? Hazır benim de TRT sayesinde köşe dönmek gibi bir gayem var. O halde teklif edeyim dedim.
"İbrahim Bey, acaba bizim Kasaba sizin oraya taşınabilir mi? Ha ne dersiniz?"