Pazar sabahı televizyonu açtığım anda izlediğim haberlerle adeta şok oldum. Türk futbolunda çok büyük bir deprem olmuştu. Doğal olarak günlük programlarımı bir tarafa bırakıp olayları takip etmeye başladım. Olayın boyutları tahminimin üzerindeydi. Yıllardan beri futbol hakkında birçok şike dedikoduları çıktı. Bugüne kadar hukuk kurumları yasaların yetersizliği yüzünden bu dedikodulara müdahale edemedi. Futboldaki inanmak istemediğim kirlilik ve taraftarların statların içinde ve dışında çıkardığı giderilemeyen olaylar ciddi biçimde başımızı ağrıtıyor, hepimizi tedirgin ediyordu. Hep bütün spor dallarının ve futbolun bir oyun olduğunu ve bunun keyfini çıkarmamız gerektiğini vurguladık ama değişen bir şey olmuyordu. Bu yüzden en önemli şeyin şiddet yasası olduğunda herkes hemfikir oldu ve sonunda yasa çıktı.
YARGIYI BEKLEYELİM
Bu sene de şike dedikoduları sürekli gündemdeydi ve şiddet yasasısın verdiği yetkiyle geniş kapsamlı çok büyük bir soruşturma gündeme geldi. Yargı kararıyla güvenlik güçleri operasyon başlattı. Yapım itibarı ile bu tür olaylara hep iyi niyetle bakarım, inanmak istememeye çalışırım. Ama bu soruşturmada mantığım şunu söylüyor:
Eğer çok ciddi deliller olmasa bu kadar geniş kapsamlı ve çok önemli isimlerin olduğu soruşturma için düğmeye basılmazdı.Bu da gösteriyor ki olay çok büyük. Bilinen bir kural vardır. Hakkında karar verilmeden hiç kimse suçlu sayılmaz. İş soruşturma safhasında olduğu için yargının kararını beklemek zorundayız. Şu an için bir şeyler söyleyip fikir yürütmek doğru değil. Tabii ki tartışmalar olacak. Kulüplere ne gibi cezalar gelir diye tartışılıyor. Zaten olaylar kanıtlanırsa gelecek cezaları da herkes biliyor. Ülke olarak adalete çok ihtiyacımız olan bir dönem yaşıyoruz. Şimdiden kimseyi suçlamadan yargıya inanıp sonucu bekleyelim.