Fatih Hocam, 2000 yılında UEFA Kupası'nı kaldırırken, "Tarih" yazmıştı.
Türk futbol tarihinde benzeri olmayan bir "İlk"e imza atarak.
2019'da , bu defa Galatasaray tarihinde benzeri olmayan bir "İlk"e imza attı.
Fatih Terim'in Galatasaray'ı tarihinde ilk defa Milli Takıma, tek, bir tek oyuncu bile vermedi.
2000 yılı Galatasaray'ının iskeletini kurduğu Milli Takım, 2002'de Şenol Güneş yönetiminde, Dünya Şampiyonluğu'nu kaçırarak üçüncü oldu.
2019'da tesadüfe bakın, gene Şenol Güneş'ti Hoca ve Falcao'nun Galatasaray'a geldiği ve tüm camianın bayram yaptığı gün açıklama yaptı..
"Galatasaray'dan, milli takıma çağıracak futbolcu bulamadım!." Şenol Hoca'nın söyledikleri "Acı" ama "Doğru"ydu.
Fatih Terim'in, Euro 16 hezimetinden sorumlu tutarak, nefret ettiği Türklerden temizlediği ve maç öncesi Şeref Tribünü önüne dizildiklerinde içlerinde "Milli Marşımız"ı okumayı bilen tek kişinin olmadığı kadrosundan kimi alacaktı, Şenol Hoca!.
Galatasaray Camiası'na sormuyorum bile, "Hangisi daha önemlidir sizin için, Falcao'nun gelişi mi, yoksa Milli Takıma tek Galatasaraylı'nın gidemeyişi mi" diye..
İkincisi önemli olsa, zaten, Fatih Hocam bu "Türk Düşmanlığı"nı bu boyutlara getiremezdi.
Geçen yıl hakemlerle Şampiyon olan Hocam, bu yıl gene hakemler sayesinde ilk galibiyetini alınca konuştu..
"Bu sene yabancı futbolcu konusu konuşulmuyordu. İlk defa kazandık ya, artık konuşulur.." Bu laf mı Allah için söyleyin.. Bu laf mı?. Bu laf, Fatih Terim'e yakışır mı?.
Kazandığın maça bak Hocam..
Ruhsuz, sahada sadece dolaşan, sadece kendileri ve ceplerine doldurduğun milyonla eurolar için oynayanlar rezil olurken seni üç Türk kurtardı..
İlk 11'de sahaya çıkardığın Ömer Bayram takımın ve sahanın en iyisiydi.
Müthiş bir ruhla sahada basmadık yer bırakmadı.
Orta sahada oynadığı halde, ilk yarıda takımın 9 ortasından 7'sini o yaptı mesela..
İkinci yarıda giren Emre Mor ataklarıyla rakibi dağıttı. Ve son 10 dakika oyuna alıp, bu yıl ilk kez oynattığın Adem Büyük, hem de nasıl bir klas konuşturması ile nasıl mucize bir gol attı son anda..
Tabii, bir hafta önce, senin penaltın için hakemi VAR'a çağıran, ama Konya için çağırmayan Mustafa Öğretmen adlı hakem(!) nasıl akıllara seza işler yaptı.. Ne kolay üç adam attı rakipten.
Sana ne kolay penaltı verdi de, rakibin pozisyonlarına "Devam" dedi, orası ayrı..
Ben Galatasaraylı olarak utandım, benden fazla Galatasaraylı Hakemden.. Zekeriya Alp Başkanımın da yüzü kızarmadı mı acaba, izlerken..
Bu "Ayıplı" Hakemlerle bu lig gider mi, Alp Başkan?.
Galatasaray bu hakem hediyesi 2 puanla, Şampiyon olur, ya da Şampiyonlar Ligi'ne giderse, ayıp olmaz mı?.
Yazık olmaz mı, hakkı Mustafa Öğretmen tarafından gasp edilen takıma?.
Geçen sene Galatasaray'ı Şampiyon yaptıkları için iki hakem emekli edilirken, bu yıl ayni sahnenin tekrar edilmesini Merkez Hakem Komitesi nasıl yorumluyor, bilen, anlayan var mı içinizde?.
Bir şeyler dönüyor.. Benim tanıdığım, çok sevdiğim ve saydığım, dostum, kardeşim Zekeriya Alp, böylesine baş döndürücü bir dümenin "Kaptan"ı olmaz!.
O zaman?.