Geçen hafta hemen bütün gazeteler, kutuplaşmış ülkemden, öfke, kin, nefret, dehşet haberleriyle doluyken, cennet vatanımdan bir "Güzel" haber okudum.. Posta gazetesinin birinci sayfasını boydan boya kaplayan bambaşka bir haber..
"Elde var mutluluk"tu, cuma günü Posta'nın manşeti....
Orman işçiliğinden emekli babanın oğlu, tıp fakültesini kazanmış. Ayın 15'inde biten emekli maaşı ile oğul 6 sene tıp, nasıl okur?.
Yaşlı baba, yüklenmiş sırtına bir çuval, sokaklardan, çöplüklerden kağıt toplayarak oğlunu okutmuş, mezun etmiş. Doktor olmuş, yaşlı adamın evladı..
Yıllar geçmiş aradan.. Yaşlı adam, bir kaportacıda çalışırken, yüzük parmağı alete takılmış ve kopmuş. Hastaneye kaldırmışlar..
Kopan parmak, çok başarılı bir ameliyatla yerine dikilmiş. Baba sapa sağlam hayatına devam ediyor şimdi..
Diken harika operatör kim?.
Kağıt toplayarak okuttuğu ve doktor yaptığı oğlu..
Böyle bir güzellik olur mu dostlar?.
..Ve bu güzelliği, o karambol günlerde bile manşet yapan, Posta'yı Rifat Ababay'ın yolunda devam ettiren yeni Genel Yayın Müdürü, sevgili kardeşim Emre İskeçeli'yi nasıl kutladım içimden..
Bu ülkede Posta'nın "Sabah, Hürriyet, Sözcü" gibi devleri geride bırakıp "En çok satan" olmasının sebebi işte bu "Güzel haberler" sevgili meslektaşlarım..
Dünyanın dört bir ucundan, ellerine geçen, isterse bir yıl evvelki olsun, dehşet, kan, ölüm haberlerini görüntülü vermeyi marifet sanan TV Haber Genel Yayın Müdürleri..
Bu ülke insanı, "Güzel Haber"e hasret ve cennet vatanımda ne güzellikler var..
Seçim yasakları başlayınca belki, pazar günü, benim köşemin yer aldığı sayfada da bir muhteşem güzellik vardı. Tepede "Editör" adı yazmıyordu, bu yüzden ismen teşekkür edemiyorum. Kimse artık, eline, yüreğine sağlık..
Habere, resimli üstelik habere bakar mısınız?.
O sokak köpeği eczaneye giriyor, kapıdan. Eczacı Banu Hanım, köpeği tanıyor ve seviyor. Bir köşede mama kabı saklıyor onun için. Köpeği görünce, mama kabını çıkarıp kenara koyuyor.. Köpek, kaba bakmıyor bile.. Banu'ya yaklaşıyor ve patisini kaldırıp gösteriyor, eczacıya..
Banu Hanım şaşkınlık içinde, sokak köpeğinin patisinin yaralı olduğunu görüyor.
Hemen pansuman yapıyor. Yarayı temizliyor. Merhem sürüyor. Sarıyor. İçerde dinlendiriyor. Uyuyor köpek.. Sonra kalkıp, koşarak sokağına dönüyor..
Şimdi sorarım size, görüntüleri güvenlik kamerasıyla çekilen bu haberi kim okumaz?.
Okuyan hemen gidip birilerine anlatmaz mı?.
"Okuma"nın baş sebebidir insandaki anlatma arzusu.. Anlatacak bir şey bulmak için okur, sosyal insanlar.. Sosyalleşmek isteyenler..
"Cinnet getiren baba, eşini ve iki çocuğunu kesti" haberini mi anlatırsınız bir sohbet ortamında, yoksa "Şu patime pansuman yap" diye eczaneye giren köpeği ve ona bakan eczacıyı mı, hele bir düşünün?.