Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ekranda "Tutuklama istisnai tedbir, tutuksuz yargılama esas olacak" derken, ana haberlerde izledim.
Adam ehliyetsiz.. Adam hız yaparken, yolun karşısına geçen kız çocuğuna çarpıp fırlatıyor.
Durmuyor, bakmıyor, basıp gidiyor..
Çocuk komada, yoğun bakımda.
Hem de meskun mahalde, hem de ehliyetsiz araba kullanırken hız yapmak ve ezdiğine bakmadan kaçıp gitmek. Kaç suçu ayni anda pervasız işleyen adamı savcılık "tutuksuz yargılanmak üzere" serbest bırakıyor..
Ekranda o minik kız çocuğunun babası var. Ağlayarak "Bu adamın tutuklanmasını istiyorum" diyor.
..Ve o gözü yaşlı baba, bu sözleriyle, minik kızının ölümünü istediğinin farkında değil.
Çünkü, Türk Ceza Kanununa (TCK) göre, adamın tutuklanması ancak çocuğun hastanede ölmesiyle mümkün. O zaman "suç şekli değişeceği için" tutuklama istenebilecek.
Trafik suçlarında TCK ne yazık ki, böylesi komik.. Hukukta cezanın ana ilkesi bedel ödetmek değil, önlemektir.
Bizdeki trafik yasaları adeta suçu teşvik ediyor. Kaç kez yazdım.
"Birini öldüreceksen, trafikte ez" diye.. En fazla 2 yıl yatarsın.
Ercan'ın (Arıklı) ve Cüneyt Ağbimin (Koryürek) katilleri, yıl bile yatmadan direksiyon başına geçtiler.
Şimdi o TCK öyleyken, bir de "tutuklanma istisnai" olursa, gaza basanları, drift şovlar yapanları, Bağdat Caddesi'nde yarışanları kim tutar!.
Demek çağdaş hukuku yerleştirirken, Türk Ceza Yasası'nı da çağa, koşullara ve duruma uydurmak gerekir ki, önleyici olabilsinler.