Galatasaray'ın büyük bir coşku içinde kutlanan "Şampiyonluk (!) Gecesi"nde bir "Şov" yapılmış, seyreden milyonlar için canlı şov.
Ertesi gün, bütün gazetelerde kocaman kocaman yer alan canlı şov..
Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz'le Teknik Direktör Fatih Terim'in baş rolde oldukları şov..
Fatih Terim, Galatasaray'la 5 yıllık sözleşmeye imza atıyormuş.. (Ertesi gün anlaşıldı ki, meğer 5 değil, 2+3'müş.) Bu ülkenin en büyük kulüplerinden birinin, Dünya Futboluna göre "Birincisi"nin, onu tarihe geçiren Hocası ile, şampiyon olunan bir sezonun sonunda sözleşme yenilemesinden doğal ne olabilir ki?.
"Hangi kötü niyet, hangi fesat kafa, buna 'Şov' der" değil mi?.
Ama kazın ayağı hiç de göründüğü gibi değil, benim sevgili okurlarım ve de özellikle Galatasaraylı olanları..
Hiçbir gazetede gerçeği okumadınız.
Çünkü yazamazlar.. Gerçeği yazmayı geçin, gerçeğe götürecek soruları bile soramaz, spor sayfaları, konu "Üç Büyükler" ve de onların "Büyük" Başkanları olunca..
Onlar soramayınca, onlar yazamayınca, sadece ve sadece, bildiklerini, düşündüklerini ve gerçekleri yazan Hıncal "Herkesin dediğinin tersini yazan adam" oluyor, işte..
Tabloya bakalım..
Bu şovun kahramanları o imza atılan kağıdın başında oturan, Fatih Terim ile Mustafa Cengiz değiller mi?.
Peki, Fatih Terim "Konu Galatasaray olunca, gerisi teferruattır" diyen adam değil mi?. "İmzaya gerek yok. El sıkışırız yeter" demedi mi, hep?.
Fatih Hoca, 40 yıllık çok yakın dostum.
Bunları "Laf olsun" diye söylemedi.
Gerçekten öyledir, en iyi ben bilirim.
Yani Fatih Terim hem de 5 yıllık sözleşme istemez. Gerek duymaz.
Öyle Galatasaraylıdır, kesin..
Peki yanında oturan Mustafa Cengiz?.
Cengiz'in yasal durumu ne?.
İbra edilmemiş Galatasaray Başkanı..
İbrasızlık kararı üzerine, 30 gün içinde Kongre kararı alması gerekiyordu.
Tüzük gereği "İbra edilmeyen başkanın yeniden aday olma hakkı da yok"tu.
Cengiz'in taraftarlarından beş onu mahkemeye baş vurup, "Yürütmeyi durdurma" istediler. Bir tanesi verdi..
(Hatırlayın, Cem Uzan da varlıklı günlerinde aleyhine açılan her davada bir "Yürütmeyi durdurma" kararı veren mahkeme bulurdu.) Yasal 10 gün içinde, esasa yönelik davayı açtı, Cengiz.. O mahkemenin yargıcı da, "Yürütmeyi durdurma" kararının sürmesine karar vererek, davayı başlattı.
Mustafa Cengiz, şu anda "Yürütmeyi durdurma ara kararı" ile görevine devam eden bir İbra Edilmemiş Başkan, hukuken..
Yani, davası sonuçlanır da, mahkeme ibra etmeyen kongrenin kararını onaylarsa, Galatasaray Kulübü yeniden kongreye gidecek ve bu kongrede Mustafa Cengiz tüzük gereği aday dahi olamayacak.
Tabloya bir daha bakın..
Bir yanda "İmza gerekmez.
El sıkışırız yeter" diyen Fatih Terim.. Öte yanda, İbra edilmemiş başkan olarak makamda, sonucu her türlü çıkabilecek bir dava sayesinde iğreti oturan Mustafa Cengiz.. Bu ikisi kulübü bağlayan 5 yıllık sözleşme imzalıyor.
Peki, Cengiz, davayı kaybederse ne olacak?.
Mustafa Cengiz'in aday bile olamayacağı yeni kongre toplanacak.
Yeni Başkan Fatih Terim'le çalışmaya mecbur mu?.
Peki yeni yönetimi ve kulübü bağlayacak kararı, bir daha Başkan bile olamayacak Mustafa Cengiz'in alması doğru mu, vicdani mi, ahlaki mi?.
Yeni Başkan Terim'in işine son verirse, tazminatı Mustafa Cengiz mi ödeyecek, Galatasaray Kulübü mü?.
Tabii, Galatasaray Kulübü değil mi?.
O zaman Mustafa Cengiz, Terim'i de alet ettiği bu şovu, hem de Şampiyonluk Kutlamaları arasına sıkıştırarak, hem de TV Canlı yayınında, hem de tüm ceremesini çekmeyi Galatasaray kulübüne bırakarak, yani el kesesinden gerdeğe girme gösterisi düzenlemek için, niye yapıyor?. Başlığa bakın, anlarsınız!.
Ali Cengiz, değil, Mustafa Cengiz oyunu, tam da bu!.
Dünkü gazetemiz spor sayfasında bir resim vardı..
Spor Müdürümüz Murat Özbostan ile Galatasaray Baş yazarımız Levent Tüzemen kardeşim, kulüp forma sponsoru Nef'in iftar davetine katılmışlar..
Levent yazıyor. Orda Mustafa Cengiz de varmış..
"Seçim yapacak mısınız" diye sormuşlar.
Soruya bakar mısınız?.
Yani ortada ibrasızlık yok. Devam eden dava yok. Davanın sonucuna göre Mustafa Cengiz'in aday bile olamayacağı zorunlu kongre ve seçim yok.
Her şey normal, her şey yolunda da, Mustafa'nın keyfi ister mi, o soruluyor sadece..
"Yapacak mısınız?." "Sizin durumunuz belli değilken 5 yıllık sözleşme ne oluyor" diyecek halleri yok tabii..
"Nef'le sponsorluk ilişkisi devam edecek mi?." Onu sormuşlar.. Ama, bin Nef değerindeki, üstelik Galatasaray'ın tapulu malı "Ada"yı sormamışlar gene..
Çünkü onu da soramazlar!.
Müdürü, baş yazarı soramazsa, biçare muhabir nasıl sorar ki?.
Çuvaldızı kendime batırıyorum, ama hepsi, tüm spor sayfaları, müdürleri böyle.. En azılı düşman gazetelerin bile birleştiği tek konu var ülkemizde..
Büyük Kulüplerin köleliği ve onların başkanlarının gönüllü sözcülüğü..
Onlar ne isterse o, istedikleri kadar yazılıdır.
İstemedikleri, soru bile olmaz!.
Vay benim "Özgür" basınım!.