Küçük kaplumbağa çırpınarak ağacın en alt dalına ulaştı.. Sonra, ön ayaklarını çırparak kendini aşağı bıraktı. "Pat" diye yere düştü.. Bir daha tırmandı güçlükle.. Gene ön ayaklarını çırparak yere bıraktı.. Paattt!. Sonra bir daha.. Bir daha.. Bir daha tırmanırken, üst dalda başından beri onları seyreden iki kargadan dişisi, erkeğe dönerek "Tatlım" dedi, "Ona evlatlık olduğunu söylemenin zamanı geldi galiba!."