Pazartesi gecesi, saat sekiz sularında ekranlara kırmızı yazılarla "Seçimler yenileniyor" yazısı düştüğünde, benim aklıma da iki soru düştü..
Birincisi bize dönük.. Seçimleri yeniletmek isteyen iktidar partisine, "Seçim Kurulu Başkanları kanuna aykırı seçildiler" Olağanüstü İtiraz fikrini kim verdi?.
İşi bitiren gerçekten buydu.. Kimse, en başta itirazı yapan partinin sözcüleri işi doğru dürüst anlatmadıkları için, hemen herkes Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararının siyasi olacağını düşünüyordu. Tartışmalar o yöndendi.
Öğleden sonra evde tüm gazetelerimi bitirdikten sonra, HaberTürk yazarlarını okumak için Ipadimi açtım.
Nagehan Alçı, kararın "Hukuki" olacağını söylüyor, yaptığı araştırmaları özetliyordu.
2018 yılı mart ayında, Seçimlerin Genel Hükümleri Yasası'nda bir değişiklik yapılmış ve Sandık Kurulu Başkanlarının kamu görevlisi olmaları şartı getirilmişti.
İstanbul seçimlerinde bu şarta uyulmamıştı. Olağanüstü itiraz buydu.
Hemen gene iPad'imden o değişikliği yayınlayan ve yürürlüğe sokan Resmi Gazete'yi buldum.
İlgili madde aynen şöyleydi..
"MADDE 3- 298 sayılı Kanunun 22'nci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Sandık kurulu başkanının belirlenmesi
MADDE 22- İlçede görev yapan tüm kamu görevlilerinin listesi, mülki idare amiri tarafından yerleşim yeri adresleri esas alınmak suretiyle ilgili ilçe seçim kurulu başkanlıklarına gönderilir. İlçe seçim kurulu başkanı, bu kamu görevlileri arasından ihtiyaç duyulan sandık kurulu başkanı sayısının iki katı kamu görevlisini ad çekme suretiyle tespit eder ve bu kişiler arasından mani hali bulunmayanları sandık kurulu başkanı olarak belirler."
Oysa İstanbul'un çeşitli ilçelerinde, eski usul seçilmiş sandık kurulları göreve devam etmişti. Pek çok başkan kamu görevlisi değildi.
Yani yasa net şekilde ihlal edilmişti.
YSK kararı hukukiydi ve doğruydu.
Muhalefet sözcüleri "Peki ama, 2018 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimleri de ayni kurullarla yapıldı" dediler..
Dediler, diyorlar ve diyecekler ama, o zaman kimse itiraz etmemişti. Kimsenin aklına bu maddeye dayanıp itiraz etmek gelmemişti. Trafoya giren kediye itiraz edenlerin bile.
İtiraz süresi sona erene dek yapılan itirazlar incelenmiş ve seçim sonuçları kesinleşmiş ve YSK tarafından ilan edilmiş ve o sayfa artık açılmamak üzere kapanmıştı.
İşte merakım buydu.
O zaman, medya dahil, hiç ama hiç kimsenin aklına gelmeyen "Sandık Kurulu Başkanları değişen kanuna aykırı. Ona itiraz edelim" fikri kimden çıkmıştı?
Bakalım siyasi muhabirler, bu sorunun yanıtını bulup verebilecekler mi?.