Bu teşekkürüm Çifte Havuzlar'daki asırlık, tarihi, Büyük Kulüp'e..
Çok sevdiğim dostum Duran Başkanın (Akbulut) ölümünden bu yana, yani tam iki senedir adım atmamıştım kulübe.. "Tam iki sene" dedim.. Tesadüfe bakar mısınız..
Gittiğim 23 Mart Cumartesi gecesi Duran Başkanın ölümünün ikinci yılıydı, iyi mi?.
O gece oraya Aşkın Arsunan ve arkadaşlarına gittim.. O müthiş, o dünya çapında müzik yapan yediliye..
"Dünya çapında" lafını ben etmedim. Yıllar evvel, 40 yıldan beri Amerika'da yaşayan, eşi Amerikalı, caz delisi arkadaşlarımı götürmüştüm Aşkın'a..
"İnan Hıncal böylesi New York'ta yok" demişlerdi bana, boynuma sarılıp teşekkür ederken.. Her apartmanın altında bir caz kulübü olan New York'ta.. Cazı nerdeyse yaratan Harlem'de bile benzeri az bir caz yapıyordu Aşkın ve arkadaşları..
Ama biz kıymetini bilemedik.
18 milyonluk İstanbul'da bu müthiş gurubu yaşatacak bir akşam barı, bir restoran, bir kulüp çıkmadı.
Sonunda herkes başının çaresine bakmak zorunda kaldı. Aşkın da gitti, Bodrum'a yerleşti..
Yani ara sıra iş olursa, bir araya geliyorlar..
Büyük Kulüp yönetimi işte hatırlamış onları, davet etmiş..
Koştum gittim..
Sahnede yedi kişiler.. Orijinal guruptan sadece Batuhan Şallıel yok, saksafon..
Gerisi aynen..
Piyano Aşkın.. Bas Aycan Teztel..
Davul Volkan Öktem.. Trompet Şenova Ülker.. Saksafon.. Serkan Altıok.. Ve muhteşem solistler.. Duygu Tarhan ve Ceyda Köybaşıoğlu..
Daha ilk melodinin ilk mezüründe kendimizden geçtik, masada.. Herkes öyle.. En başta da sahnedekiler..
Düşünebiliyor musunuz?. Dünya çapında müzik yapan bir gurupsunuz ama ayda yılda bir araya geliyorsunuz..
Hayır.. Bize değil, kendilerine müzik yapıyor, bir araya gelmelerini kutluyor, eğleniyor, hasret gideriyorlar adeta.. Ama caz asıl caz da bu değil mi?. Jam session işte..
Onlar böylesine keyifli çalıp söyleyince, böylesi neşe içinde olunca, biz onları gören ve dinleyenler nasıl eğlenmeyiz..
Coştukça coştuk..
Melodiler ayrı güzel..
Sololar ayrı.. Hele dev usta Şenova'nın sololarına nasıl hasret kalmışım.. Ve de Volkan'ın davul solosuna..
Serkan da bu müthiş gurubun havasına uymuş.. Aycan Hocam gurubun görünmez hakimi sanki..
Ceyda hem de nasıl harika bir caz solisti olmuş.. Duygu zaten ilk günden beri olağanüstü.
İkisi nasıl sevgi, nasıl coşku ile kucaklaşıyorlar düetlerinde, inanmazsınız..
Aşkın, Duygu ve ben oldum mu, orada muhakkak Veysel olur.. Aşkın, dünyaüstü bir düzenleme yapmıştır Uzun İnce Bir Yoldayım'a.. Duygu Veysel'i okumaz, yaşar, yaşatır.. Ve benim gözlerimden yaşlar süzülür hep..
Doğan Canku düzenlemesi Kara Toprak'ı birlikte dinlediğimiz Aşık bana "Beni çocuklara götür" demişti.
Götürdüm kulise.. "Teşekkür ederim çocuklar" dedi.. "Beni dünyaya sizler dinleteceksiniz..
Devam.." Veysel, bu Aşkın Arsunan düzenlemesiyle Duygu'yu dinlese ki, herhalde dinliyordur yukardan, ne mutlu olur, nasıl kucaklardı hepsini..
..Ve dünya dinledi zaten.. Erzurum Üniversite Kış Oyunları Açılış Töreninin Dünya Yıldızıydı Duygu, Veysel'le!..
Teşekkürler Büyük Kulüp..
Bu geceye sebep oldunuz..
Nicelerine!..