"Türk futbolunun marka değeri niye sıfırlanıyor?.
Futbolumuz niye seyredilmez halde" demiştim dün..
Sorumlular o kadar çok ki.. Futbol Federasyonu Başkanı, ülke futbolunun bir numarasından başlayarak, maçlarda top toplayan çocuklara kadar, hemen herkes "Çirkinleştirmek" için çalışıyor çünkü..
Gülmeyin.. Şaka etmiyorum.. Top toplayan çocuklar bile özel eğitimli..
Tacı bazen yıldırım gibi veriyorlar, tacı atacak olana.. Bazen top yok ortada.. Skora göre.. Tacı kimin atacağına göre..
Rakip takım futbolcusu hızlı oyuna sokarsa kontratak başlayacaksa, o top mutlak gecikiyor. Diyelim hızlı attı, kontratak başladı. İkinci topu sahaya atanlar var, hakem oyunu kessin diye..
Bakın maçlara.. Hatırlayın.. Haksız olmadığımı göreceksiniz!.
Niyetim genel olarak fikirlerimi söylemek.. İsteğim, herkesin söylemesi.. Gerçek güneşi fikirlerin çatışmasından çıkar, demiş eskiler..
***
Benim "
Çirkin Futbol"da birinci sıraya koyduklarım,
antrenörler..
Seyirciyi asla düşünmeyen, hatta yönettikleri takımı bile ikinci sıraya koyup, kendilerini düşünen Hocalar..
Neden "
egoist" hocalarımız?.
Çünkü "Yenilmezsen kovulmazsın ve eşek yükü ile parayı almaya devam edersin.."
FİFA,
3 puanlık ligleri, hocaları kazanmaya teşvik için icat etti. 2 puanlık ligde
beraberliğe yatmak bayağı avantajdı çünkü. Oysa üç puanlık ligde, berabere kaldın mı, 2 puan kaybediyordun, kazanana göre..
Ama bizdeki kafayı o bile değiştirmedi..
8 kez berabere kal. 8 puan al.. İyisin.. 3 maç kazan 9 puan al, ama 5 maç
kaybedersen gidersin.. Bir puan daha fazla aldığın halde..
Böyle olunca, hocalar "
Seyir futbolu.. Kazanmak için futbol.. Hücum futbolu"ndan kaçtılar..
"
Yenemiyorsan yenilme" gibi aşağılık bir slogan icat edildi..
Birisi çıksın da bu lafın mantığını ve nasıl işlediğini anlatsın..
Yenemeyeceğine ne zaman karar vereceksin?.
Fikstür çekildiği gün mü?. Maçtan bir gece evvel mi?. Maç oynanırken mi?. Kaçıncı dakikada?. İlk yarı sonunda da mı?.. Bitime beş dakika kala mı?.
Bu kadar
aptalca bir laf olur mu?.
Oldu işte.. O futbolu izlenmez hale getiren, "
Gol yeme de ne yaparsan yap" taktikleri öyle doğdu..
"Önce yenilmeyelim.. Ötesine bakarız" demeye başladı, hatta adı İmparator'a çıkmış, en büyük zaferleri kazanmış hocalar bile..
"
Top bizdeyken gol yemeyiz" zehirini, illet, iğrenç felsefesini getirdiler..
Yana, geriye, kaleciye paslarla oyunun dörtte üçünü ziyan etmeler böyle başladı.
Rakip sahanın ortasından kendi kalecisine atılan paslar ortaya çıktı.
Maç istatistiklerinde, en çok topla buluşan adamlar, yan yana oynayan
stoperler olmaya başladı. Oyunu bir metre ileri götürmeden, topu durmadan birbirlerine verdikleri için..
Hocalar, oyunu geliştirecek pasları yasakladılar. Çünkü yakınında b
om boş duran adama top vermek garantiliydi. Ara pası
atmak, ya da savunmanın arkasına uzatmak
ise riskli..
Risk almak topu rakibe kaptırabilir..
O zaman yasak..
Hadi şimdi, her ama her hafta, ayni tatsız yan ve geri paslar yarısından fazlası tıpkısının aynisi maçı izlemek içinizden gelsin bakalım!.
Bu konu uzun..
İçimde dolu.. Daha yazacağım!.