Eğer Kulüpler Yasası çıkarılmadan, borçlar yapılandırılırsa, Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş öyle bir batar ki, artık onları bir daha kurtarmak mümkün olmaz.
Bu konuyu gerekirse gazetemizin Ahmet Çalık döneminde yakından tanıdığım, sevdiğim ve saydığım Berat Albayrak'a özetle anlatmak isterim. Maliye ve Hazine gibi hem ilgili bir bakanlığın başında, hem de aile içinde olması önemli..
Ortada bir gerçek var Sevgili Bakanım..
Üç Büyükler, bugün içinde bulundukları borç batağından iki türlü çıkabilirler.
1- Pek çok Avrupa Kulübünün yaptığı gibi, bir Rus, Çinli, ya da Arap dolar milyarderine satılarak.
2- Türk Devleti'nin müdahalesiyle.. Ki, Devlet müdahalesinin en olumlu ve bu ülke insanına en az zarar verecek şekli, "Borçların Yapılandırılması" dır.
Kulüpler, bir yabancı milyardere satılabilirler. Hiç ama hiç itirazım yok. Avrupa'nın en büyük, en eski, en çok taraftara sahip kulüpleri satılmadı mı?. Kötü mü oldu?. Gelsin böyle bir milyarder Galatasaray'a, kulübün Messi'yi alması mümkün olur.. Fena şey mi, bugün kimsenin adını duymadığı 22 yaşındaki bir genç "Transfer" diye yutturulurken..
Bu ülkenin en önemli bankalarını sattık.
Finansbank'ı Yunanlılara, Deniz Bankı Ruslara..
Kötü mü oldu?. Hatta ülke ekonomisine katkı yaptık..
Bugün karar alsın kulüp kongreleri, bugün satılsınlar. Harika olur. Keşke gelseler..
Ama Yapılandırma'ya yani ikinci şıkka gelince, önce bir durmak gerek..
Milyarca euroluk ticari işletmeler haline dönüşmüş kulüpleri, hala Dernekler Yasası ile yönettiğimizi sanıp, kulüpleri, hiçbir sorumlulukları olmayan ve "Benden sonra tufan" diyen adamların elinde bırakmaya devam edersek ne olur?.
Borçları yapılandığı için nefes alan ve yeni borçlara girme imkanları doğan Üç Sorumsuz Başkan, çok kısa zamanda sırf kendilerini kurtarmak için yapacakları transferlerle borçları katlarlar..
Yani "Yeniden yapılandırma silahı" geri teper Sevgili Albayrak.. 1985 İspanyası'nda olduğu gibi.
Yoğun işleriniz arasında, kulüplerin kimler tarafından nasıl yönetildiğini bilmenize imkan yok. Yüz yüze konuşursak, üçünü de size anlatabilirim.
Burada özet vereyim.
Galatasaray'ı "En el hak" diyen bir Mustafa Cengiz yönetiyor. Etrafında iş bilen kim varsa temizledi. "Her şeyi ben yaptım" diyebilmek için, yapacak olanları da yolladı ki, "Paylaşmasın.." Oysa hiçbir şey bilmiyor, beceremiyor ve yapamıyor.
Fener'in başında sosyal medya ve tribünlere teslim olmuş Ali Koç var. Ne dediyse tersini yapmaktan, tükürdüğünü yalamaktan "Koç" ismini yerlere sermekten bile çekinmiyor. Yeter ki, taraftara ve sosyal medyaya yaransın.
Beşiktaş.. "Benim yaptığım stad" diye bas bas bağırırken, telefona bağlanan Sayın Cumhurbaşkanımızın "O mu yapmış" diye terslediği adam.. Ötesini anlatmama gerek var mı?.
Şimdi bu üç adama "Hadi rahatsınız" deyin bakalım, neler yapacaklar, göreceğiz, ama çok geç olacak Sevgili Albayrak.. Çok geç olacak..
Başkanlık Sistemi içinde "Kulüpler Yasası"nı çıkarmak 48 saat sürer Sayın Bakanım. Sistemin en güzel yanı da bu zaten.
Kulüpler Yasası çıktığı gün, kulüpleri milyarla borca sokan adamların "Kabul edenler, etmeyenler" el kaldırması ile çekip gitmeleri mümkün olmayacak.
Yaptıkları her harcamadan sorumlu tutulacaklar ve hesabını veremedikleri her şey onlardan geri istenecek..
Yani, mesela Bay Koç'un Koç Holding hisseleri gidecek. Bay Cengiz'in Etiler'de para basan benzin istasyonuna el konacak.. Bay Orman'ın nesi varsa alınacak..
O zaman Sayın Bakanım, sırf başkana reklam olan ama kulübü borç bataklığına gömen o "Çilek"leri getiren uçaklar, Yeşilköy'e inemeyecek artık!..
Başkanlar ve Yönetimler her ama her kuruşu "Bunun hesabı yarın benden sorulur" diye harcayabilecekler, ancak..
Kulüpler Yasası'nı çıkarın Sevgili Albayrak..
Bugünkü düzeni değiştirin.. Sonra kulüpleri rahatlatan ve kurtaran "Yeniden Yapılandırma"yı gerçekleştirin..
Bugün değil, aman!..
48 saat sonra..
Sevgi ve saygılarımla..