3 Aralık Pazartesi akşamı, Dünya Engelliler Günü ve bir TV ana haberinde izliyorum.. Hem de engeline rağmen yenilmeyip mücadele eden, okuluna giden ve ampute kız basket takımında oynayan bir "Örnek" genç kızı, belediye otobüsü almıyor. Yer yokmuş.. Şoför ve yolcular bir de tersliyorlar binmekte ısrar eden kızı, otobüsü durakta geciktiriyor diye..
Utanç.. Yüz karası..
Bu ülkede zaten engelliler için yapılan her ama her şey göstermelik.. Mesela şu kaldırım rampaları.. O arabaya oturup o rampayı kullanmayı bir belediye başkanı denedi mi acaba?. Ya da insanı bodoslama direğe toslatan körler için yapılmış o sarı şeritlerde yürümeyi..
Belediye otobüslerinde engelli arabaları için bölümler var.
Yani engelliyi almak mecburi.. Gerekirse yolcu iner, arkadan gelen otobüsü bekler, engelli önceliklidir, biner..
Engelli olmak budur.
Uygar ülkelerde engellilere tanınan ayrıcalıklara şaşarsınız.
Otoparklarda çıkışa en yakın yer. Tiyatrolarda en ön sıra.. Aklınıza ne gelirse..
Bizde nutuk atılır sadece 3 Aralıklarda.. Hepsi o..