Milli kalecimiz Volkan Babacan'ın düğününde, Emre ile Arda'yla ayaküstü sohbet etmiştik, Kupada gurup maçları oynanıyordu daha..
İkisi birden "Ah Hıncal ağbi, şimdi orda olmak vardı" demişlerdi. "Gidebilsek neler yapardık.." Kupanın kapanış, yani Final Gününde Milli Takımımızın iki kaptanının ne kadar haklı olduğu ortaya çıktı.
Finale çıkan iki takımdan biri, Hırvatistan..
Eleme turlarında, hem de aynen bu Hırvatistan'la ayni guruptaydık. Orada 1-1 berabere kaldık..
Burada, 5 Eylül 2017'de, Eskişehir'de 1-0 yendik.. Bu Hırvatistan'ı yendik dostlar.
İki maçta yenilmedik ve yendik, Dünya Kupası Finalisti olan takımı..
O zaman!.
Gelin de kendi takımına, kendi futbolcusuna sahiplenmeyen seyirci ve Türk Futbolunu yönetemeyen federasyonumuzla neler kaçırdığımızı düşünün..

*** Hırvatlar, eleme guruplarından ancak play-off'la çıkabilen Hırvatlar, Dünya Kupasına fırtına gibi girdiler..
Guruplardan 9 puanla çıktılar.
Hele Arjantin'i öyle bir perişan ettiler ki, unutulmaz..
Ama 1/16, yani "Kaybeden elenir" turlarından itibaren, yarı finale dek, penaltı atışlarıyla gelebildiler.
Yarı final de penaltılara gidiyordu, İngiltere önünde. Ve de penaltılara gidiş bile, İngilizlerin Hocası Southgate'in 1-0'ın üzerine 2-0 a gitmek varken, takımı aptalca geri çekmesi ve Hırvatlara yeniden canlanma fırsatı vermesiyle oldu.
"Kupa memleketine dönüyor" diye başlıklar atan İngiliz Medyasının hevesini Southgate kursaklarında bıraktı.
Şimdi bugün ne olur?. *** Fransa, Kupa'nın en iyi futbol oynayan takımlarından biri..
Ama futbolu ölçüsünde gol atamıyorlar.
Üç gurup maçında ancak 3 gol atabildiler. 1/16 finale o palavra Arjantin'e 4 atarak başladılar ama, çeyrek ve yarı finalleri birer gol eksilterek geçtiler..
Neden?.
Çünkü golcüleri yok.. Giroux bu takımın santrforu değil. Ötesinde de bir Griezman var..
Hırvatlar gole daha yakın takım..
Onların da golcü bir santrforları yok..
Ama fırsatçıları var. Mandzukic var mesela.. Griezman gibi oynayan ve oynatan. Gol kralı adayı bir yandan..
Kaleyi gördü mü vuran, hem de iyi vuran adamları var.. Modric.. Rakitic!.
İki takımın kalecileri benziyor..
Harika kurtarışlar yapıyor, ama olmadık goller de yiyorlar.. Bizim Muslera gibi..
Kenar adamlarını da başından beri izliyorum. Gerek yönetimleri, gerek oyun okumaları ve oyuncu değişiklikleri açısından "Olmadı" demedim hiç..
Yani takım oyunu olarak Fransa, gole yakınlık bakımından Hırvatlar hafif öndeler..
O zaman maçın sonucuna, bir karış farklı gidecek şut, bir hatalı hakem yorumu, bir kaleci hatası ya da sevabı ile fazlasıyla etkili olabilir.
Benim terazimde ağır basan taraf, Hırvatistan.. Geri dönüşleri iyi bilen ama rakibe pek geri dönüş imkanı vermeyen, daha deneyimli oyunculardan kurulu Hırvatistan..
Dilerim bu sönük Dünya Kupası'nı unutturacak bir final olur..