Hayır, bu Mustafa Cengiz'in değil, Galatasaray Kongresi'nin zaferidir.
Bu Kongre, benim "Aranızda bulunmak bana artık gurur vermiyor" diyerek istifa ettiğim 2000'li yılların başından beri, kendisini yöneten Derin Akıl'a uymadı. Bu defa "Dazlaklar" dediğim Liseciler'in borusunu üflemedi. Bu defa "Galatasaray"a sahiplendi.
Bu defa oyunu "Galatasaray" için kullandı.
Bu Galatasaray Kongresi ile gurur duyuyorum..
***
Dursun Özbek nam kulüp batırıcısı, 1200 askeri ile önce Divan'da sonra
Mali Kongre'de müthiş şovlar yapmış, Seçim Kongresi'ne de favori girmişti.
Dursun'u mağlup etmenin yolu, Kongre'ye alışılmışın üzerinde üyenin katılmasından geçiyordu. Eskisi gibi 3 bin civarında üyeyle yapılacak seçim Dursun'a kazandıracaktı.. Hele bir de karşı oylar bölününce..
Kongreye 5 bine yakın üye katılınca, Dursun'un 1200 askeri yetmedi.
***
Galatasaray Liseli üyeler iki gurup.
Liseliler ve Liseciler..
Liseciler bugüne dek "Derin akıl"a uymuş, onun ellerine verdiği listeleri sandığa atmış ve kazandırmışlardı.
İstifama sebep olan seçimlerdi onlar.
Ve ardından ne kadar haklı olduğumu gösteren devamları..
"Liseli" Galatasaraylılar'ın bu defa perde arkasında iki lideri vardı. İkisi de yakın dostum ve kardeşim, Fatih Altaylı ve Özer Saraçoğlu..
Bu ikisi Dursun'un kazanmasının kulüp için nasıl felaket olacağını en iyi bilenlerdi. Kongre öncesi Fatih, gazetesinde açıktan, Özer Saraçoğlu, kulislerde ve sosyal medyada müthiş çalıştılar.
Galatasaray için yürekten çalıştılar.
Mustafa Cengiz'in kazandığı açıkça belli olur ve Dursun Mektebin bahçesinden de kaçarken, telefonum çaldı. Karşıda Özer vardı ve hıçkırıyordu.
"Galatasaray kurtuldu ağabey!.
Galatasaray kurtuldu!."
Kurtaran onlardı.
***
Fatih Altaylı, köşesinde "En güçlü liste okul arkadaşım Ozan'ınki ama oyları bölüp Dursun'a hizmet etmeyin" diye yazdı.
İsim olarak gerçekten Ozan'ın listesi "En iyi" görünüyordu ama iki önemli sebep vardı ona oy vermemek için, bence..
Birincisi Fatih'le ayni..
Dursun'a karşı oylar bölünecekti.
Ali Fatinoğlu ve ona verilecek oylar, Dursun'a gitmiş olacaktı.
"Galatasaray Kongre üyeleri, oylarını sandığa atmadan önce bunu dikkatle düşünmeli ve tercihlerini ona göre yapmalılar" demiştim, Kongre öncesi son yazımda Fatih gibi.
İkincisi.. Ozan bir "Kukla Başkan" görüntüsündeydi.
Listesini
Adnan Öztürk yapmış, Başkan olmasına şirketi izin vermediği için, kendisini üye yazıp, Ozan'ı "Başkan" koymuştu.
Galatasaray'a böyle bir yönetim yakışır mı?.
Galatasaray böyle yönetilir mi?.
***
Kulislerdeki üçüncü önemli adam gene yakın dostum Can Çobanoğlu'ydu.
Dursun'a karşı oyların bölünmemesi için önce Adnan Öztürk, Ali Fatinoğlu ve Mustafa Cengiz birleşmesi için müthiş gayret sarf etti. Özer de bu çırpınanlar arasındaydı. Ama anlaşma biraz da Mustafa Cengiz'in ve etrafının tavrı yüzünden başarılı olamadı.
Can bana geldi.
"Şimdi yapacak tek şey, her şeyi unutup Cengiz'i desteklemek, yoksa Dursun kazanır" dedi.
***
Kongre sonunda Mustafa Cengiz, oyların yüzde 52'sini aldı.
Yani diğer rakiplerinin toplamından fazla oy topladı. Bu Cengiz'in başarısı değildi, göründüğü gibi.
Galatasaray Kongresi'nin önce katılımda, sonra da oy tercihindeki büyük sağ duyusu ve "Liseliler"in, "Liseciler"i darmadağın etmesiydi, sonucu belirleyen..
Yani, zaferi kazanan Kongre'ydi.
Ozan'a ve Ali'ye en yakın olanlar bile, Dursun'un kazanmaması için Mustafa Cengiz'e oy verdiler.
Bu defa "Derin Akıl" değil, "Akl-ı Selim" hâkim oldu Kongre'ye ve oylar "Galatasaray'ın Kurtuluşu"na verildi.
Yani "Sağ duyu" Dursun'a karşı kazanma şansı en büyük adayda, Mustafa Cengiz'de buluştu. Fark öyle doğdu.
Teşekkürler Galatasaray Kongresi..
Teşekkürler Liseliler!.
Kutlarım!.