Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Uber beyefendileri ve taksici milleti!.

Daha geçenlerde Beyazıt Meydanı'nda boş bekleyen iki taksi gördüm ve binmek istedim. İki boş taksinin şoförü sohbet ediyordu.
Her ikisi de nereye gideceğimi bile sorma tenezzülünde bulunmadan 'Gitmiyoruz' dediler.
Mevzuyu anladım tabii, turist bekliyorlardı. Bekleme yaptıkları yer her şeyden önce yasak bir yerdi, geçelim.
Demek ki âcil bir hasta olsam, yahut bir yere yetişmem gerekse bile bu iki ahbap çavuş yapmak zorunda oldukları hizmeti yapmayacaklardı.
Kimse bana maval okumasın, elbette taksi odası şu bu var, şikâyet ediliyor vs.
Fakat birisi şu soruya cevap versin:
Gerçekten şikâyetlerin caydırıcı bir sonucu olsa taksicilerin büyük çoğunluğu bu kadar rahatlıkla sürekli yanlış davranabilir mi?
Fatih'te beni alma lütfunda bulunan başka bir taksici de Süleymaniye'ye gideceğimi söyleyince "Ara sokağa girmem, Vezneciler'de bırakırım" dedi. Bu küstahlık, bu şımarıklık nerden kaynaklanıyor, bilemiyorum.
Ona dedim ki 'Her yerde sadece UBER'in olmasını hak ediyorsunuz.' Görmüşsünüzdür 6-7 taksi bir UBER'i çevrelemiş, bir şeyler yapmak istiyorlar, adam kapıları kapatıp polis çağırıyor.
Daha o olay sıcakken Sabiha Gökçen'de başka bir UBER tartaklanıyor vs...
Şimdi buradan da ifade edeyim bari:
Taksici sorununu çözmenin basit bir yolu var. Taksiyi yasaklamak. Yanlış yaptığı için şikâyet edilen her taksinin ruhsat iptali, şoförün taksicilikten men edilmesi!
Sert mi geldi?
O zaman adam gibi yapmanız gereken servisi yapın, milleti de hasta etmeyin. Taksiciler Odası da mesela Viyana'daki taksicilik yapma kriterlerine bir baksın bakalım, ne görecek?

***
Yukarda okuduğunuz satırları Mevlana İdris adlı meslektaşım Karar gazetesinde yazmış. İlk kelimesinden sonuna dek altına imzamı koyup köşeme alma kararı verdim.. Çünkü zaten bir "Uber/ Taksi" yazısı yazmak ve yetkililere "Önlem almak için 'Cinayet' mi bekliyorsunuz" diye sormak istiyordum.
Son günlerde TV'lerde taksiciler tarafından çevrilip dövülen Uber'ci haberlerinden geçilmiyor. Siyah minibüsü gören Taksici, kırmızı pelerin görmüş boğa gibi saldırıyor. Yazdım, kaç kere beni sıkıştırdılar, siyah minibüsüz ya.. Ercan'ın ustalığı olmasa gitmiştik. İstanbul Trafik Polisi bile kaç kez kenara aldı bizi, Uber sanıp.
Olmadığımızı görünce, başka bahane ile ceza kestiler ya da saldılar. Uberciler, tertemiz arabaları, çok saygın davranışları her isteneni yapmalarıyla gönüller fethederken, taksiciler sanki gizli Uberci gibi, taksi nefreti yaratmak için her gün bir başka olay çıkarıyorlar.
Taksicilerin bütün sorunlarını biliyorum.
Onlara en çok ben sahiplendim.
Gene de sahiplenmeye devam edeceğim.
Ama onlar da mesleklerinin yüz karaları ile mücadele etmeli, ne işe yaradığını kimsenin bilmediği dernekleri aracılığıyla, "Taksici milleti" lafını çıkaranları aralarından temizlemeliler bir..
Bakın Külliye'de hemen her meslekle ilgili toplantılar yapılıyor.. Taksiciler de Cumhurbaşkanlığına baş vurmalı..
Gitmeli ve mesela "Plaka mafyası"nı anlatmalılar.. O mafyadan ateş pahasına kiraladıkları plakanın kirasını ödemek, sonra da evi geçindirecek parayı kazanmak için günde bazen 20 saate yakın çalışmak zorunda kaldıklarını dile getirmeliler.
Plaka mafyasını yok edecek, sadece direksiyona oturan kişiyi plaka sahibi yapacak sistemin getirilmesini istemeliler, iki....
Köşe başında Uber'i çevirip sürücüsünü dövmek geri teper. Sorunlar en etkili makama, en usulünde, en yasal anlatılmalı..
Bu arada, İstanbul insanını bezdiren "Taksici Milleti yanlışları"nın yapılmasını da bizzat kendileri engellemeli ve halkın nefretini değil, sevgi ve desteğini yanlarına almalılar, bu da üç!.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA