Sevgili Kültür Sanat Yardımcım İrem Sayın, İş Sanat'taki Pockemon Crew adlı şovu köşemiz için izledi ve yazdı.

*** Çarşamba akşamı İş Sanat'ta yine çok farklı bir deneyim yaşadık. Sevdiğim ve izlediğim dans tarzlarını listelersem Hip-Hop ilk sıralarda olmaz doğrusu. Olmaz-dı demeliyim.
Çarşamba akşamı fark ettim ki bu dans kişilerin kendini bir ifade ediş şekli. O güne kadar Hip-Hop'u televizyondan görüp izlediğim kadar biliyordum. Cahilliğime verin ama benim için Hip-Hopçular (belki de ülkemizde benim gibi düşünenler de vardır) bol kıyafetler giyip, zincir kolye takıp kafalarının üstünde dönen dansçılardı.
Pockemon Crew hiç böyle değildi. Bana Hip-Hop'un görmediğim bir yüzünü gösterdi. Öncelikle çok sade giyinmişlerdi, beyaz gömlek ve siyah pantolon... Yaptıkları dans figürleri ise yerde dönmekten çok çok daha farklıydı. Vücutları sanki müziği yönetiyor, kendilerinden geçiyorlar ve o enerjiyi hissediyorsunuz...
En önemlisi de bu dansı yaparken keyif aldıkları o kadar belli ki.. Bence kesin bu yüzden bu kadar başarılı oldular.
Breakdance karşılaşmalarında Fransa şampiyonu, Avrupa Şampiyonu hatta Dünya şampiyonu olmuşlar.
Bence sırları, işlerini tutkuyla yapmaları. Bu çok net yansıdı.
Birbirinden yetenekli sekiz Fransız genç, çok az dekorla, bize bir saat dikkat ve keyifle izlettirdiler gösterilerini.
Gençler kendilerini büyüleyen iki dünyayı Hip-Hop ve Sinema'yı birleştiriyor. 19 asırda Lumiere Kardeşler'in Lyon'da icat ettiği siyah beyaz sinemadan ilham alıyorlar.
Sekiz gencin Fransız olup da farklı etnik kökenlerden gelmesi de dansın birleştirici ve özgür yapısını çok güzel gösterdi.
Tam anlamıyla 7'den 70'e seyirciler, coşkuyla izledik gösteriyi.
Yine olsa yine izlerim. Teşekkürler İş Sanat.
Sevgiler