Bu pazar neşemiz bir Eyüp Karadayı klasiği..
Yaşlı köylü, müzmin basur (Hemoroid) hastasıydı.. Memleketinde gitmediği doktor kalmamış, ama ağrılarına bir çare bulunamamıştı.. Sonunda çocukları alıp İstanbul'a getirdiler ve ünlü bir profesöre muayene ettirdiler.
Hoca tedavinin mümkün olduğunu, artık basurların elektrikle yakılarak yok edilebildiğini söyledi..
Hasta ve yakınları anında kabul ettiler ve operasyon başladı.
Hoca, elindeki elektrikli aletle basurları teker teker yakarken, yaşlı köylü zaman zaman gülüyordu.
Hoca biraz ara verip, hastaya sordu..
"Bey amca!.. Aslında bu yakma olayı hastanın biraz canını acıtır !.. Ama bakıyorum sen, bağıracağına, gülüyorsun!.. Çok merak ettim, niye gülüyorsun be amca !?.."
Yaşlı köylü yine gülerek yanıtladı doktoru..
"Ah evladım!.. Nasıl gülmeyeyim ki!?.. Ha bu elektrik denen şey, daha köyüme girmeden nereme girdi, baksana.. Ben gülmeyeyim de kim gülsün!."