TRT, Türk Müziğini öldürüyor..
Her türlüsünü.. Alaturkayı, Halk Müziğini.. Pop Müziğini..
Bana son yıllara damgasını vuran bir sanatçı söyleyin.. Solist.. Besteci.. Kim olursa?. Hangi müzik türünde olursa..
Bir Zeki Müren var mı?. Ya da Behiye Aksoy?. İbrahim Tatlıses? Sezen Aksu?. Timur Selçuk?. Geçmişe, yakın geçmişe bakın.. Onlarca, yüzlerce var..
Bugün sayın!. Bir elin parmakları yok..
"Yıldız" desen hiç yok..
Niye yok?.
Millet birden yeteneksiz mi oldu?.
Birbiri ardına pıtırak gibi "Yıldız" yağarken, birden niye kesildi, peki..
Hayır!.
Onları doğuracak, tanıtacak, besleyecek ortam kalmadı, dostlar..
O yıldızları yıldız yapan iki ortam vardı..
TRT Radyo ve Televizyonları.. Ve de gazino sahneleri..
Yetenekler adlarını önce TRT ekranlarından duyurur, ordan sahnelere geçer, adlarını neonlara yazdırır ve bütün ülkede tanınır, sevilirlerdi.
Şimdi gazinolar yok.. Allahın belası dizilere teslim olmuş kanallarda doğru dürüstü geçin, eğri büğrü dahi müzik ve eğlence programı kalmadı.
Peki nasıl filizlenecek, nerde adını ve müziğini duyuracak yetenek?.
Bugün İstanbul'da topu topu bir gece kulübü denecek yer var. Günay.. Kaç yıldır, sağdan say, beş altı, soldan say beş altı ayni isimler.. Beş isimle beş yıl..
Çünkü arkası gelmiyor. Çünkü salonu dolduracak başka isim yok.. Yenisi hiç yok..
Beş altı yıldız, Fahrettin Aslan'ın sahnesinde, bir gecede arka arkaya sıralanırdı.
Kapıdaki neonlarda alt alta yıldız adları sıralanırdı. Şimdi bir Aslan tabelasıyla, bir yıl geçiriliyor..
Onların çoğu da Aslan zamanından kalma..
Solistleri geçin.. Olan Türk Müziği'ne oluyor, haberimiz yok..
Ortada ne alaturka besteci kaldı, ne türkü derleyen, söyleyen.. Pop desen, haline bakın.. Kim, niye yapsın ki?. Arşiv için mi?.
Gazinoları geri getirmek kolay değil.. Hele bu insanların nerdeyse üç yaşından itibaren ekranlara mahkûm olduğu devirde, hayal bile değil..
Yaşamı reklam gelirine, yani reytinge dayalı özel kanalları "Müzik ve Eğlence"ye döndürmek de mümkün değil..
O zaman Türk Müziği'ni kurtarma görevi TRT'ye düşüyor..
Kurulduğu 1969 yılından itibaren, Müzik/ Eğlence Şubesiyle harikalar yaratan ve "Yıldız Yağmuru"nu başlatan TRT Televizyonu'na..
TRT yasasında "Kültür ve sanata hizmet" yazıyor.. Bu ülke, bu işi yapsın diye vergileriyle TRT'yi besliyor ki, reytinge muhtaç olmasın.
Reyting beklemeden, ulusal gelişimi sağlayacak programlar yapsın..
Yapıyor mu peki?. Hayır.. TRT'nin aklı fikri özel kanallarla sidik (Affedersiniz) yarışı..
Yılbaşına bile "Dizi" oynatarak girdi TRT iyi mi?.
"Özel Müzik Kanalı kurduk ya" demesinler..
Bu iş Müzik Kanalı kurmakla bitmiyor..
Mesele, aileyi bir arada, ekran başında toplayan programlar yapmak.. Bu programlarda, eskilerle beraber yenileri de sunmak.. Onları da tanıtmak!.
Sunucular, komedyenler.. Şarkıcı, türkücü, pop müzikçi, her türden yeteneğe fırsat yaratmak, imkân vermek..
Görelim o zaman, yeni sanatçı, yeni yıldız çıkıyor mu, çıkmıyor mu?.
Yahu bu millet Mustafa Sandal'ı "Hüseyin İleri'nin torunu" diye tanıdı.. Kimdi Hüseyin İleri?. TRT'nin alaturka saz ekibinin ritimcisi..
TRT, haftada en az iki kere tüm aileyi ekran başında topladığı için, solisti geç, saz ekibini bile öyle tanır olmuştuk.
İçim çok yanık, çok.. Öyle dertliyim ki..
Bugünlük şöyle bir döktüm. Bu konuya devam edeceğim..
Çünkü, işin içinde Türk sanatı, hele bizim öz musikimiz olunca, konu Kültür Bakanı'nı dahi aşacak kadar önemli..
Anlatacağım.. Hepsini anlatacağım!.