Yönetim'deki bazı kıskanç kafalar yüzünden Galatasaray'dan adeta kovulmuştu Gündüz Kılıç..
Günümüzün tüm büyük hocalarına örnek olacak bir şey yaptı. Oturup bekleyeceğine, lig sonuncusu bir semt takımı Feriköy'e gitti.. O Feriköy'le başta Üç Büyükler yenmedik takım bırakmayınca camia öyle bir bastırdı ki, "Baba" Florya'ya omuzlarda döndü.. Resmen omuzlarda..
Gelirken Feriköy'de keşfedip milli takıma kadar yükselttiği bir genci de beraber getirdi.
Samim Uygun. Müthiş bir sağaçıktı. Çok hızlı koşar, o hızda çalım atar, sonra harika paslar verir, ya da şutlar çıkarırdı.
Ben genç gazeteci Hıncal, Ankara kamplarında tanıştık, ahbap olduk.
Yıllar sonra kız kardeşim evlenince, öğrendik ki, bizim eniştenin Robert Kolej'de sınıf arkadaşıymış..
Böylece aile dostu da olduk.
Müthiş neşeli, girdiği ortama neşe saçan bir adamdı Samim..
Anında kanın kaynar, öylesi..
Bu yaz damat Fethi " Durumu iyi değil" demişti, "Nerelerde Samim, hiç görünmüyor, sesi çıkmıyor" dediğimde..
Hastaymış. "Gidelim" dedim.. "Kimseyi tanımıyor artık" dedi..
O unutulmaz dost da gitti işte..
"Baba"ya selam söyle Samim!.