Aslında, "Benzerini onlarca defa izlediğiniz bir Soğuk Savaş dönemi casusluk hikayesi" demek mümkün Sarışın Bomba/ Atomik Blonde için..
Doğu Berlin'deki bir İngiliz ajanı öldürülür. Bir başka ajanı Berlin'e yollar Kraliçe'nin James Bond teşkilatı.. Üç görevle..
Ölen ajanın katilini bulacak.
Orada iki taraflı çalışan bir ajan var. Amerikan, İngiliz, Fransız, Rus ajanlarının cirit attığı Berlin'de bu "İkili Oyun"u oynayanı bulacak.
Berlin'deki ajanların listesinin kayıtlı olduğu çip var. Onu mutlak bulacak ki, Rusların eline geçmesin.
Film o "Karanlık" Doğu Berlin'de geçiyor. Herkes birbirinin peşinde. Bu yüzden bol kavga dövüş ve bol aksiyon..
Hepsi bu..
Ama değil.. Filmi "Mutlak görülmeli" yapan bambaşka bir şey var..
Oscarlı Oyuncu Charlize Theron..
Bugüne dek hep erkekler tarafından canlandırılan bu sahnelerde bu defa bir "Dişi" var.. Kadın değil.. Dişi.. Güzel.. Seksi.. Çılgın.. Korkusuz.. Ve de harikulade bir dövüşçü.. İngiliz James Bond, "Fransız, dudaklarıyla dövüşen yumruklarıyla sevişen" Lemmy Caution'u gibi.. Korkusuz.. Ölümsüz.. Aynen onlar gibi de sevişiyor.. Aynen.. Çünkü bir kadınla..
Bu seksi dişinin, yüzer kiloluk üç gorille ayni anda dövüşmesi, birini göğsünden ve kolundan kavrayıp ötekinin üzerine atarken, adamın elindeki tabanca ile üçüncüyü vurması ve bunları inandırıcı yapması "Vay ki vay" değilse, sizi şaşırtan nedir, hayatta?.
Her dövüş sahnesinde hayran kaldım Charlize'ye de, bu sahneleri çeken yönetmene de.. Yönetmen yıllarca aksiyon sahnelerinde dublörlük yaptığı için işin tam içinden yetişmiş ustası.. Ama filmi nerdeyse dublörsüz çekme uğruna başına gelmedik kalmamış.. Merdivendeki dövüş sahnesinde iki dişi kırılmış. Filmin başındaki morarmış gözü ve yanağı makyaj değil. Bir evvel çekilen dövüş sahnesinden kalma, mesela..
Ve bu dövüş çekimleri, tıpkı Ang Lee'nin o efsane Crouching Tiger, Hidden Dragon filmindeki gibi bir koreograf elinden çıkmış bale sahnelerini andırıyor.
Charlize Theron'un 16 yaşına kadar bale eğitimi almasının (Dizi kırılınca, bırakmış) da bu sahnelerin muhteşemliğinde rolü var tabii..
Ayrıca bir de nasıl çarpıcı 80'ler müziği fonda.. Olayın 1989'da geçtiğini hatırlatalım..
Bu Charlize'yi görme şansını kaçırırsanız, yazık edersiniz!.