Sıtkı Ustam'ın Sofça Köyü'ndeki "Yol kenarı" dinlenme ve sergi tesisine giden köy yolunun girişine "Girilmez" işareti konduğunu yazmıştım. Kızı Nida aradı. O sabah daha Kütahya Emniyet Müdürü Hasan Çevik aramış.. "Bize düşen ne varsa yaparız" demiş. Hemen elemanlarını gönderip durumu inceletmiş ve Nida'ya "Burası Karayolları 14. Bölge'ye ait. Trafik polisi müdahale edemiyor" demiş..
Buna rağmen resimler çekip bir dosya hazırlamışlar. Nida'dan da İl Trafik Komisyonu'na bir dilekçe vermesini istemişler.
Şimdi bu dosya Ankara'ya gidecek. Sıtkı Usta'nın kendi tapulu arazisine geçiş hakkını kullanması, Karayolları 14. Bölge'nin oraya koyduğu saçma sapan levhanın kaldırılması talimatının Ankara'dan gelmesine bağlı.. Yani tonla bürokrasi.. İşi kısaltmanın yolu Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan'ın işe derhal el koyması ve emir vermesinden geçiyor..
Bakar mısınız, bir delinin kuyuya attığı taşı çıkarmak ne kadar zor!.
Peki o deli, o taşı niye atıyor?.
Kütahya'daki bitmez tükenmez Sıtkı Usta nefretinden.
Benim Sıtkı Usta'nın Sofça tesisine giden yolu tarif ettiğim gün, yüzlerce insan arabalarıyla o yoldan tesise gelmişler ve Nida'ya "Size destek olmak için geldik" demişler..
Ama bir o kadar insan da İl Emniyet Müdürlüğü ve yöre Jandarma komutanlığına başvurup "Bu tesisi yıkın" demişler.
Emniyet Müdürü Hasan Çevik'e asıl teşekkürüm, bu hain başvurulara zerre aldırış etmediği için..
Aizanoi'yu "Dünya Kültür Mirası" yapan, dünyaya tanıtan, Unesco tarafından "Yaşayan İnsan Hazinesi" seçilen, hayatını Kütahya'yı dünyaya tanıtmaya adayan Sıtkı Usta'dan, birtakım sözde Kütahyalılar(!)ın nefret etme sebebi ne olabilir, sizce?.
Benim geri zekâlı aklım, 20 yıldır almıyor da!.