Galatasaray Adası, hangi sebeple bilinmez, Özhan Canaydın tarafından, kendisinden sonra gelecek beş yönetimi de bağlayacak şekilde 10 yıl için Mehmet Koçaslan'a kiralandı. Ondan sonra gelen yönetimler bu sözleşmeyi aynen kabullendi. On yıl sona erdi. Ada'nın Galatasaray'a geri alınması söz konusu bile edilmedi.
Kiracı Mehmet Koçaslan, Boğaz Öngörünüm Bölgesi'nde bulunan Ada'da, Galatasaray kulübünden izin almadan (Alamazdı. Yasaktı çünkü.) kaçak kapalı alanlar yaratmaya başladı. Giderek işi ilerletti. Ada'yı büyüttü. Denizden kazanılan alanlar Anayasa gereği kamuya aitken, Koçaslan bunları kendi malı yaptı, onların üzerini de gene Boğaziçi İmar Yasası'na aykırı olarak kapattı.
Sözcü Gazetesi sahibinin babası gazeteci Ertuğrul Akbay, tam da Suada karşısındaki evinin bahçesine, arabasını yağmurdan korumak için önü açık, üç tarafı ve üstü kapalı plastik, portatif bir mini barınak yaptırmıştı. Bu barınağı yıkmak üzere, kameramanlar, televizyonlar, gazete muhabirleri ve davul zurna ile giden ve yıktıran İstanbul Belediyesi, Suada'da yaratılan çirkinlik anıtı kaçak yapılaşmaya yıllarca alenen ve resmen göz yumdu.
Yumma da şöyle gerçekleşti. Belediye gidip mühürlüyor. Koçaslan suç işleyerek mühürü kırıyor ve bir saat bile kapalı kalmadan çalışmaya devam ediyordu. En son bildiğim Belediye üç defa mühürlemiş, Koçaslan üç defa mührü kırmıştı. Belediye, yıkım ekibi göndermek yerine ipe un serdi, mahkemeye gitti.
Gayri menkul davaları sürecinde 120 yılı aşan örneklerle dünya rekoruna sahip Türkiye'de..
Ayni Belediye, Koçaslan'ın Suada'sına gelenler için otopark yapmak üzere Kuruçeşme Parkından ağaçlar kesti, alan yarattı. Adeta ortak oldu. Bu iki tutumu birleştirin şimdi.
Koçaslan'ın Anayasa'ya aykırı Ada'yı büyütmesi (Tapu'da kaç metre kare yazılı, bugün kaç metre kare (Google'da ölçmek beş dakika) anında görülür. Sonunda bir kamu davası açılabildi. Suçlu durumdaki mal sahibi Galatasaray Kulübü'ydü.
Galatasaray Yönetimi, anında yıkımı gerçekleştireceğine, Koçaslan lehine itiraz etti. Yargıtay bu itirazı inceledi ve "Yıkım Kararı"nı onayladı.
Bu onaydan sonra yıkımı gerçekleştirmeyen mal sahiplerinin hangi yasa, hangi madde ile kaç yıl yatacağını, nasıl tazminat ödeyeceğini en iyi bilen kişi, Galatasaray Başkan Yardımcısı Cengiz Özyalçın'dır.
Kalamış Marinası için gemiler dolusu, tonlarca kaya dökülüp, denizden alan kazanılırken, dava açılmıştı. Marina bitti.
Dava da bitti. Deniz kaçak doldurulmuştu.
Marina yıkılacak, kıyı eski haline getirilecekti.
Uygulama sorumluluğu da Kadıköy Belediyesi'nde idi. O belediyenin başkanı idi işte, Cengiz Özyalçın.. "Denize dökülen yüzlerce gemi dolusu kayayı geri çıkartacak teknoloji dünyada yok. Ben bu işi nasıl yaparım" diye yıllarca uğraştı. Beraber uğraştık. Onun yanındaydım, gazeteci olarak. O zaman hapisten zor kurtulan Cengiz, bugün kurtaramaz.
Çünkü Kaçak Ada'yı yıkmak mümkün..
Ada Anayasa'ya aykırı büyütüldü.
Ada'ya, Boğaziçi İmar Yasasına aykırı kaçak kapalı alanlar yapıldı.
Ada'ya vurulan mühürler kırılarak suç katmerlendi.
Boğaziçi İmar seyrediyor. İstanbul Büyükşehir seyrediyor.
Kira yasasına göre, kiraladığı gayri menkulde yasa dışı değişiklikler yaptığı için derhal tahliye hakkına sahip Galatasaray Kulübü yönetimi seyrediyor. ..Ve, benim dışımda tüm medya seyrediyor..