"Patrikhane Bizans İmparatorluğu'nda daima güç merkezi olmuştur. Ancak imparatorlar patrikler üzerinde hem atama, hem de görevden alma konusunda mutlak yetki sahibidirler. Zamanın siyasal şartları izin verdiği zaman patrikler imparatorları devirmeye yeltenecek kadar ileri gitmişlerdir.
Sonunda hep imparator kazanmış, patrikler de hep kaybetmişlerdir. Mystikos, o patriklerden biridir. Hatta o daha büyük oynamayı bile denemiştir.
Göreceğiz" diyor. Üstat Radi Dikici.. Dünyanın her devrinde, hemen her yerinde dine dayananlar, mevcut düzeni ellerine geçirmek için kullanmışlar.
Bugün ülkemizde Cemaatçilerin yaptığı ne?. Oyun sadece Bizans'ın değil, yani. Söz Radi Dikici'de..
***
İmparatorun kızı iki yaşında, oğlu ise bir yaşındaydı. Patrik I. Nicolas Mystikos asla onları vaftiz etmeye yanaşmıyordu. Vaftiz etmediği sürece de çocukların meşruiyeti sağlanamıyor ve Leo'nun, oğlu Konstantin'i müşterek imparator yapması, dolayısıyla da tahta aday göstermesi mümkün olamıyordu.
Mystikos, Leo'yla her görüşmesinde Nuh diyor, peygamber demiyordu. İmparatorun her an patriği atarak yerine bir başkasını koyma konusunda mutlak yetkisi vardı. Ancak siyasal dengeleri gözetmeliydi. Hem senatoyu, hem de patriği karşısına almak istemiyordu.
Sonunda canına tak dedi. Patriği huzuruna çağırdı.
"Bak papaz efendi, bu sana son ikazım. Bilirsin Küçük Asya'nın o kadar güzel yaylaları var ki, gerçi oralardan kuş uçmaz kervan geçmez ama, anlaşıldığı kadarıyla sağlığına iyi gelecektir."
İmparatorların huzurunda sadece patrikler oturabilirdi, ancak imparator izin verirse. İmparator Mystikos'a "otur" bile dememişti. Üstelik patrik yerine papaz olarak hitap etmiş ve sürgüne göndereceğini de ima etmişti. Doğrusu buna katlanamazdı.
"Majeste, biliyoruz bu konuyu birkaç kez konuştuk. Tanrı katında günah olan bu beraberlikten doğan çocuklarınızı benim vaftiz edebilmem mümkün değil. Buraya gelmeden önce kitapları inceledim. Bir tek çözüm yolu var. Ben çocukları vaftiz ederim eğer, annelerini sürgüne gönderirseniz."
"Otur bakalım patrik efendi. Çözüm yolu bulman yeterli. Gelecek hafta için hazırlık yap. Vaftiz törenlerini saray içinde St Stephen Kilisesi'nde yapacağız. Öne sürdüğün hususlar benim için de uygundur."
Bir hafta sonra yapılan vaftiz törenini bizzat Mystikos yönetti. İmparator ondan tam üç gün sonra Thomas isimli bir papazın yine aynı kilisede yönettiği törenle Konstantin'in annesi Zoe Karbonosina ile evlendi ve aynı zamanda onu imparatoriçe ilan etti.
Mystikos bunu öğrenince önce imparatorun kiliseye girmesini yasakladı. Sonra da Pazar ayininde isim zikretmeksizin bu şekilde evliliklerin Tanrı katında kabul edilemeyeceğine dair vaiz verdi.
İmparator için artık bu kadarı fazla idi. Mystikos'u bir birlik göndererek zorla huzuruna getirdi.
"Bana bak papaz efendi, sen hangi hakla Tanrının yeryüzündeki elçisinin kiliseye girmesini yasaklarsın? Sen kimsin ve bu yetkiyi nereden aldın? Üstelik hangi hakla imparatorunu vaazlerinde küçültecek ifadeler kullanabilirsin?"
Mystikos tir tir titriyordu. "Efendimiz.." diye söze başladı ama imparator izin vermedi. "Mabeyinci !.." diye bağırdı, "Alın götürün bu adamı aşağıdaki zindana atın."
Mystikos kendini imparatorun ayaklarına attı.
"Majesteleri beni affedin. Müsaade ederseniz ben patriklik görevinden ayrılayım."
"Pekala buna müsaade ediyorum. Bir daha senin ismini bile duymak istemiyorum."
Mystikos huzurdan ayrılarak doğruca konağına gitti İmparator onun peşine hemen Euthimios'u patrik olarak atadı. Ancak, Mystikos tarih sahnesinden çekilmeyecek ve devletin başına dertler açmaya devam edecektir.
İmparator 15 Mayıs 908'de Konstantin'i müşterek imparator ilan etti ve böylece gelecekteki tahtın varisi belli oldu.
İmparatorluğunun ilk yıllarında gerek doğu, gerek batı cephesinde ortaya çıkan problemler yapılan anlaşmalarla çözülmüş gibiydi. Özellikle günümüze kadar ulaşan ve Leo'nun adıyla yayınlanan
Eprach kitabı Konstantinople'daki ticari yaşamı düzenliyor,
Kletorologion kitabı ise saray seremonileri, ziyafetleri ve unvanları hakkında hükümler taşıyordu.
Leo döneminde imparatorluğun her yerinde refah düzeyi o kadar yükselmişti ki, toplumun her kesimi bundan pay aldığı için özellikle Pornai sokağındaki eğlenceler sabaha kadar devam ediyordu. Konstantinople her zamanki Konstantinople'du ve eğlencede sınır tanımıyordu.
İmparator Leo 45 yaşına gelmişti. Önünde uzun yıllar görünüyordu. Bu nedenle 911 yılı Noel'inde imparatorluk ailesi Ayasofya'da yapılan büyük ayine katıldıktan sonra o akşam 19 Masalı Yemek Salonu'nda (Akkubita) büyük ziyafet verildi. Dönemin ünlü sanatçılarının gösterileri ile zenginleşen ziyafet geç saatlere kadar devam etti. İmparatoriçe Karbonopsina kıyafeti ve takıları ile göz kamaştırıyordu. Gecenin sürprizi ise henüz 6 yaşında olan Konstantin'i bir saatliğine de olsa salona getirmesi oldu. Konstantin'de sanki şeytan tüyü vardı. Onun girdiğini gören salondakiler ayağa kalkarak, küçük prensi alkışladılar. O da gayet ciddi bir ifade ile elini sallayarak selam verdi. Anne ve babanın mutluğu gözlerinden okunuyordu.
Kış çok soğuk geçmişti. Ertesi yıl havalar ısınmaya başlamasına rağmen imparatorun soğuk algınlığına doktorlar bir türlü çare bulamıyordu.
Mayıs ayı başında ateşi yükseldiği için bazı günler yataktan çıkamıyordu. 11 Mayıs 912 Pazartesi akşamı ateşi kontrol edilmez hale geldi. Ertesi sabah bütün aile ve patrik imparatorun başında idi. Sabahın erken saatlerinde kardeşi Alexander içeri girdiğinde Leo gözlerini açtı ve onu görünce
"13 ay ve şeytanın zamanı," dedi ve öldü. Acaba bu büyük bir kehanet miydi?
(Anlatacağız.. Haftaya.) rdikici@demma.com