"Para ve şan ve şöhret için biraz akıllı davranmasını" isteyenlere Cyrano'nun yanıtını babamın sesinden dinlediğimde, bir kış akşamı etrafında toplandığımız sobanın başında, Bandırma'da daha ilkokul ,ikinci sınıftaydım.
Hayatıma yön vermiştir bu tirad!.
Şimdi siz okuyun.. Ezberletin çocuklarınıza hatta..
***
Daha az nobran olmaya çalış O zaman para şöhret..
Ya ne yapmak lazımmış?
Sağlam bir dayı bulup çatmak sırnaşık gibi, Bir ağaç gövdesini tıpkı sarmaşık gibi Yerden etekleyerek velinimet sanmak mı?
Kudretle davranmayıp hileyle tırmanmak mı?
İstemem eksik olsun! Herkes gibi coşarak Yabanın zenginine methiyeler mi yazmak?
Yoksa nazırın yüzü gülecek diye bir an Karşısında takla mı atmak lazım her zaman?
İstemem eksik olsun! Ricaya mı gitmeli?
Kapı kapı dolaşıp pabuç mu eskitmeli?
Yoksa nasır mı tutsun, sürünmekten dizlerim?
İstemem eksik olsun! Tazıya tut tavşana Kaç mı demeli? Belki bir kaz gelir diye bana Tavuk mu göndermeli? İstemem eksik olsun!
Bir kibar salonunda kucak kucak dolaşıp boy atmak Sonunda, marifet şiire koyup kameri, yıldızları, Aşka getirmek midir, evde kalmış kızları?
İstemem eksik olsun! Yahut şan olsun diye, Meşhur bir kitapçıya giderek, veresiye Kitap mı bastırmalı? İstemem eksik olsun!
Acaba bulup bir alay sersem Meyhane köşesinde dâhi olmak mı hüner?
İstemem eksik olsun! Bir tek şiirle yer yer, Dolaşıp da herkesten alkış mı dilenmeli?
İstemem eksik olsun! Yoksa bir sürü keli Sırma saçlı diyerek göğe mi çıkarmalı?
Yoksa ödüm mü kopsun bir Allahın aptalı Beni tenkit edecek diye gazetesinde!
İstemem eksik olsun! Ve tâ son nefesinde Bile çekinmek, korkmak, sararıp solmak, bitmek, Şiir yazacak yerde ziyafetlere gitmek Karşısında zoraki sırıtmak her abusun?
Eksik olsun istemem, istemem eksik olsun!
Fakat, şarkı söylemek, gülmek dalmak hülyaya, Yapayalnız, ama hür, seyahat etmek aya, Gören gözü, çınlayan sesi olmak ve canı İsteyince şapkayı ters giymek, karışanı Olmamak. Bir hiç için ya kılıcını veya Kalemine sarılmak ve ancak duya duya Yazmak, sonra tevazuyla kendine:
Çocuğum! Demek, bütün bunları hoş gör yine, Hoş gör bu çiçekleri, hatta bu kuru dalı, Bunlar yabanın değil kendi bahçenin malı!
Varsın küçük olsun fütuhatın, fakat bil, Onu kazanan sensin, yoksa başkası değil, Ara hakkını hatta kendinden bile, Ve hiç bir zaman bir tufeyli sarmaşık zilletiyle Tırmanma! Varsın boyun olmasın söğüt kadar, Bulutlara çıkmazsa yaprakların ne zarar?
Kavaklar sıra sıra dizilse de karşına Boy ver, dayanmaksızın, yalnız ve tek başına!