"Türk sineması" deyince Memduh Ün'ün Üç Arkadaş'ı benim "1 numaram"dır!..
Yeşilçam'ın dönüm noktası, onu İtalyan, Fransız sinemasının yanına getiren filmdir o..
Memduh Ün, o filmle, Türkiye'de çok büyük filmlerin, tüm imkansızlıklara rağmen yapılabileceğini kanıtlamış ve yolu açmıştır.
"Tüm imkansızlıklar!.."
İşte bu sözün altını çizin..
Hollywood, müthiş stüdyolarıyla dünyaya meydan okurken, Avrupa devreye gene stüdyolarıyla girdi. İtalya'da, Mussolini'den kalan Cine Citta vardı. Sinemayı icad eden ve o devirlerde, nüfusa göre en çok izleyen Fransızlar'da zamanın en büyük stüdyosu Gaumont.. İngiltere'de. müthiş Pinewood ve J. Arthur Tank Stüdyoları..
Türkiye'de stüdyo yoktu. Hala yok..
Bu yüzden filmler, iddialı filmler büyük maliyetlerle çekiliyor. BKM, mesela, bana göre gelmiş geçmiş en büyük Türk filmi, Kelebeğin Rüyası'nın maliyeti yüzünden batıyordu. Düşük maliyetli komedilerle kurtardılar.
Türkiye'de devlet, başından beri bir "Stüdyo" için sinemaya yardımcı olmadı. Bir ara Sinan Çetin hazırladığı Stüdyo projesiyle Kültür Bakanlığı'nın kapısını çaldı, hatırlıyorum. Yüzüne bakmadılar..
İmkansızlıklar içinde film çeviren Yeşilçam'ı küçümsemeyi enteller marifet sayarlar.. Oysa bir baş kaldırı öyküsüdür Yeşilçam..
Memduh Ün, Lütfi Akad, Atıf Yılmaz, Metin Erksan ve Osman F. Seden o baş kaldırının muhteşem yönetmenleri..
Ellerinde bir Cine- Citta olsa neler yaparlardı, düşünemiyorum bile..
Üç Arkadaş.. Oyuncularını hatırlayan var mı?. Fikret Hakan!.. Salih Tozan.. Semih Sezerli ve Muhterem Nur!. Üç Arkadaş'ı "Ölümsüz" yapan Memduh Ün'dü..
Ölümsüzlüğe gitti!.
Başın sağolsun, Fato!..