Galatasaray'ın simsiyah ile bembeyaz arasındaki farkı futbol tarihine yazan son maçı, eğer Hamza Hamzaoğlu'na ders olmadıysa eğer, bilin ki, Galatasaray'ın hocası umutsuz bir vakadır.
Bizim Bab-ı Ali, gene her zamanki hem de 4-1'lik skorun baskısıyla gene lafı evelemiş, gevelemiş, genelde.. Hele maçı en iyi okuduğunu düşündüğüm eleştirmenlerden Rıdvan Dilmen bir de Hamza'yı kutlayınca, hem NTV'de, hem de Sabah'ta, iyice "Pes" dedim..
Hamza, maçı satıyordu Rıdvan, farkında değil misin?. Görmedin mi?.
O rezil ilk yarıda, Gençler, üçü de Chedjou'nun (Hani maçı kurtaran aslan) hediyesi üç mutlak gol pozisyonundan, 1-0'la değil, 3-0'la çıksaydı, o dünyanın en aptalca özrü ile "İkinci yarıya sakladım" dediği Yasin hamlesinin anlamı kalır mıydı?.
O ilk yarıdaki rakip, bakın Kayseri maçının dökülen Fener'i bile olsaydı eğer, son hamlede topa çok iyi vuran adamlara sahip oldukları için işi bitirirlerdi.
Bu örneği özellikle veriyorum. Saracoğlu Stadı'nda da ayni "Aptal" başlangıcı yapacağı söylentileri vardı da, dün sabah bizim gazetede..
***
Bak Hamza Hamzaoğlu..
Geçen yıl dökülen Galatasaray'ın başına geçmen büyük bir şanstı senin için. Takım zaten dibe vurduğu için ne yapsan, "Başarı" görünecekti. Yapamasan kimse seni suçlamayacaktı. Yani hiç bir riskin yoktu. Sen bu şansı başta harika kullandın.
Galatasaray'a yepyeni ve o zamana dek, Prandelli'nin de Mancini'nin de kullanmadığı bir oyun tarzı getirdin. Oyunu kanatlara yaydın.
Sağda Sabri, önünde Bruma, içerde Selçuk, solda ( Alkışladığım cesaretle) geride Olcan, önünde Yasin, az içerde Sneijder üçgenleri, karşılarına çıkan her rakip savunmayı perişan ettiler.
Küme düşme halindeki Galatasaray, liderliğe yükseldi..
Sonra ne olduysa, aniden korktun. Gene ne olduysa, Yasin'den de nefret ettin.. Onu yok etmek için elinden geleni yapmaya başladın.
O müthiş kanat oyunundan (Ki tekrar ediyorum, tümüyle senin eserindi) vaz geçtin ve gol yememeye yönelik, Gençler maçının ilk devresi gibi, sinik, silik, soluk, berbat bir futbolu sahaya sürdün. Rakipler bu defa seni perişan ettiler ama, hemen her maça akıl almaz goller kaçırdılar. Bu yüzden sen "1-0" düşeşlerini atmaya başladın.. Bir, iki, dört..
Ligdeki rakiplerin Fener ve Beşiktaş öyle dökülüyorlardı ki.. Kupadaki Bursa da öyle.. Buna rağmen, Beşiktaş da, Bursa da araba ile gol kaçırıp kaybettiler. Sana, Cumhurbaşkanlığı dahil üç kupayı ve dördüncü yıldızı armağan ettiler.
Transfer döneminde, sana zaferi kanat oyununun getirdiğinin hala farkında değildin. Bruma'yı sattın, Amrabat'ı geri almadın. Nefret ettiğin Yasin'in yerine, sola da birini düşünmedin.
Bu sezon başladığında oynattığın Galatasaray'la alay eden futbolla çok ağır eleştiriler almaya başladın. Ama geçen yılın sonundaki müthiş şansın devam etti.
Düşe kalka, Gençler maçına geldin.. O maçta akla kara, ortaya çıktı. Güneşi artık balçıkla örtmek mümkün değildi. Yapacağın şey, en yürekli şekilde çıkıp
"Hatamı anladım. Bu takıma, çağdaş ileri futbolu ben getirdim, ama gene ben korkakça vaz geçtim. Bu maç neyin doğru, neyin yanlış olduğunu ortaya koydu. Hatalarımı tekrar etmeyeceğim" deseydin, bugün bu köşede seni eleştiren değil, alnından öpen bir yazı okuyacaktın.
Bak Hamza,
Ben öyle kin tutan, dediğim dedikçi biri değilim. İnandığımı inatla yazarım. Bin kişi tersini yazsa bile.. Yanılırsam da özür dilemekten çekinmem. Futbolculuğun zamanında seni nasıl sevip desteklediğimi bilirsin. Akhisar'daki başarılarını da en yüceltenlerin başında geliyorum..
Peki Galatasaray'da önce hızla alkışlamışken, sonra niçin en ağır eleştirileri yönelttim?.
İşte bunu düşünseydin sadece.. "Bu adam ne demek istiyor" deme cesaretini, yüreğini kendi kendine gösterseydin, çok akılcı transferler yapar ve Galatasaray'a Şampiyonlar Ligi'nde iddialı bir futbol oynatırdın.
Aklını başına al Hamza..
Benfica ve Fener maçlarında "Korkak" değil, "Akıllı" oyna..
Dersini aldığını göster.
Utanma!..