"Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü'nün yıl sonu temsiliydi, geçen cuma izlediğim..
Müthişti.. Harikaydı.. Enfesti..
Türk Balesinin unutulmaz divası, kraliçesi Meriç Sümen de ordaydı.. Finalde boynuma sarılırken 'Gözlerim yaşlı izledim, Hıncal' dedi.. Göz yaşartacak kadar harikaydı gençler hele de ilk öğretimden Duygu Eliz Erkut'a bayıldım, bayıldım.."
Bunları 5 Haziran 2010'da yazdığımda Duygu Eliz daha 12 yaşındaydı.
Ondan ikinci haberi 4 sene sonra aldım.
16 yaşındaki Duygu Eliz Erkut, dünyanın en ünlü ve en önemli bale okulu La Scala alla Accademia sınavlarını kazanmış ve orada eğitim görmeye ve okulun turnelerinde sahneye çıkmaya başlamıştı. Oysa, Scala Akademisi birinci sınıf öğrencilerini okul dışında sahneye çıkarmazdı..
Ve geçen hafta Eliz'den üçüncü haber geldi. Babası Osman Erkut aracılığı ile.. "Öncelikle bale sanatını yaşam biçimi haline getirmiş olan kızım Duygu Eliz Erkut'u yıllar önce fark edip, ismini çok değerli köşenize, 5 Haziran 2010 tarihli yazınıza taşımakla Eliz'e kimsenin vermediği gücü vermiş oldunuz.
Çünkü Eliz'in gözünde, büyük usta tarafından yapılan objektif bir değerlendirme her şeyden daha önemliydi.
Daha sonra unutmayıp 5 Nisan 2013 tarihli yazınızda takip ettiğinizi görmek Eliz'i daha da heyecanlandırdı ve ona ilave sorumluluk yükledi.
Eliz, Milano'da 8 yıllık Accademia alla Scala eğitiminin 7'nci yılını başarı ile sürdürmekte.
Hedefi 8'inci yıl sonunda başta Teatro alla Scala olmak üzere Avrupa'nın önemli sahnelerinden birinde profesyonel olarak kontrat yapmaktı. Ancak Teatro alla Scala, 200 yıllık La Scala tarihinde hiç olmamışı yaptı. Eliz'e 7'nci sınıfta iken kontrat teklif etti.
Eliz, Fındıkkıran ile Teatro alla Scala'ya adımını attı.
Çıtayı en yüksek noktaya koyduğu bale kariyerinde çok prestijli bir dönüm noktası olan bu erken gelişme, Eliz'in motivasyonunu çok olumlu etkiledi.
Değerli ustam, bir çekirdek aile olarak başından beri tüm gücümüz ve becerimizle sürdürdüğümüz bu mücadelemizin farkına varmış olmanız bize tahmin edemeyeceğiniz bir güç verdi, sırtımızı dikleştirdi."