İki ezeli dost.. İki müthiş rakip.. Öyle rakipler ki, zaman zaman birbirlerine kazık atmışlar. Bu yüzden küsmüşler bile ara sıra..
İkisinin de kökeni gazeteci.. Biri Cumhuriyet'te, öteki Dünya'da muhabir diye başlamışlar hayata.. 50'li yıllar.. İkisi de Anadolu çocuğu.. Yakınlar hatta.. Biri Adana, öteki Mersin.. İkisi de hele o yıllar iyice ihmal edilmiş Doğu ve Güney Doğu'ya meraklı.. Durmadan oralara gidip, o insanların yaşamlarını, sorunlarını anlatan röportajlar, diziler yapıyor..
Öyle dostlar ki, gezilere de beraber çıkıyorlar, ama serde gazetecilik var. Yedikleri içtikleri ayrı gitmiyor ama, beynin içinde ötekini atlatmak var..
Anladınız tabii kim onlar?..
Biri Yaşar Kemal.. Cumhuriyet.. Öteki Fikret Otyam.. Dünya..
İkisi de ülkenin en iyi röportaj yazarlarının başındaydılar. Röportaj.. Edebiyat derslerinde okutulan yazım türü.. Okunup çöpe giden soru cevap şişirmeleri değil..
Ortak gezilerde fotoğrafları çeken genelde Fikret Otyam..
Yaşar'ın kalemi onu Yaşar Kemal yapıyor.. Fikret'in yeteneği de, önce müthiş bir fotoğraf sanatçısı, sonra da ressam Otyam..
Yaşar Ağabey, kısa bir süre önce ağır hastalandı. Yoğun bakıma kaldırıldı. Bir ara, acı habere hazırlandık bile.. Ama şu anda durumu ilk güne göre çok çok iyi..
Fikret Ağabey, önceki gün ani mide kanamasıyla hastaneye gitmiş.. Komaya girmiş. Tansiyon beşe düşmüş. Yakınlarına "Hazır olun" dahi denmiş.. Ama o da direndi, Yaşar Ağabey gibi.. Tansiyonu düzeldi. Durumu düzeldi. Etrafındakilere "Çıkarın beni burdan" diye fırça atmaya bile başlamış.. Sevgili Filiz öyle dedi..
Yaşar ve Fikret Ağabeylerimin bir ortak yanları da eş durumlarından.. İkisi de dünya talihlisi.. Filiz Otyam'ın da, Ayşe Baban'ın da heykelleri dikilmeli..
Öylesine sevgi, öylesine özen, öylesine ihtimam gösterdiler ki, sevgili ağabeylerime, öylesine mutlu ettiler ki onları, bugün hayattalarsa bu iki kutsal kadın sayesindedir.