"Byzas ve Byzantion'la başlayan tarih içinde İstanbul hakkında yolculuğumuz kentin ikinci kuruluşu ve ikinci adı olan "Augusta Antonina" ile devam ediyor.
Önümüzdeki haftalarda son iki kuruluşunu da yazarak "Dört İstanbul" tamamlayacağız. Okurların İstanbul'un tam 2600 yıllık renkli, ama çok renkli tarihinden hoşlanacağını umuyorum" diyor Radi Dikici Usta..
Yaşadığımız kentin tarihinden gene çok ilginç bir bölüm..
Kentimizin Augusto Antonina adını ben ilk kez duydum, mesela.
***
Byzantion kurulduğu tarihten sonra yüzyıllar boyunca hep aynı talihsizliği yaşar. Yol üzerindedir. Harika bir konumu vardır. Görenin iştahını kabartır. Gelen bir şey alır götürür, giden bir şey. Bu nedenle bir türlü gelişme imkânı bulamaz. Bunun için Roma İmparatorluğu dönemini beklemesi gerecektir.
Roma İmparatorluğu'nun bir şehri haline gelmesiyle ilgili tarih kesin olarak bilinmemektedir. Ancak şehrin adını Latinleştiren, yani Byzantion'dan Byzantium'a çeviren MS 69-79 yılları arasında hüküm süren İmparator Vespasian'dır. Özellikle Vespesian'dan sonra şehir yüz yıl içinde, konumunun elverişliliği nedeniyle hızla zenginleşmeye başlar. Ancak 177 yılında tahta geçen İmparator Commodus (MS 177-192) tüm ülkeye olduğu gibi Byzantium'a da ağır vergiler koyar. Kazançlarının önemli kısmı ellerinde giden Byzantium zenginleri 193 yılında tahta geçen İmparator Septimus Severus (MS 193-211) zamanında, Suriye Lejyonları komutanları Pecennius Niger'ı imparator ilan edince onun tarafını tutarlar.
Çünkü Niger onlara vergi indirimi vaat etmiş ve hatta kendisine harekat merkezi olarak da Byzantium'u seçmiştir.
İlk ve son Afrika doğumlu Roma imparatoru olan Septimus Severus gerçekten hızlı karar verebilen başarılı bir hükümdardır. Meşru hükümdara karşı isyan onun açısından kabul edilmez bir durumdur.
Hızla Byzantium'a doğru yola çıkar. İmparatorun çok güçlü bir ordu ile geldiğini öğrenen Niger şehri terk ederek geri çekilir. 194 yılında Nikomedia'da (İzmit) yapılan savaşı kaybedip, kaçar. Ama Septimus Severus onun peşini bırakmaz. Sonunda onu Antioch (Antakya) yakınlarında yakalar. Çok kısa süren savaşı kaybeden Niger yakalanır ve idam edilir.
Dönüş yolunda Byzantium'a yaklaştığında şehrin ileri gelenlerinden kalabalık bir heyet, imparator Khalkedon'a (Kadıköy) yaklaştığında değerli hediyelerle karşılamak için hazırlık yaparlar. Af dileyeceklerdir.
İmparator hiçbirini kabul etmediği gibi hepsini idam ettirir. Byzantium'a girdiğinde ihanetle suçladığı en az 100 ailenin bütün mallarına el koyar ve aile fertlerini de Kapadokya'ya sürgüne gönderir.
O kadar kızgındır ki, şehri baştan aşağı yıkmaya karar verir. Bir sabah erken uyanmıştır.
Tek başına deniz kenarına kadar yürür. Gördüğü manzaradan adeta büyülenmiştir.
O an kararını değiştirir. Evet şehri neredeyse baştan aşağı yine yıkacaktır ama onun yerine yeni bir şehir inşa ettirecektir.
İlk olarak şehri dar kalıplar içinde şıkıştıran eski Roma surlarının yıkılmasını onun hemen iki kilometre kadar gerisine yeni surların yapılması emrini verir. Bunlar tarihte "Septimus Severus Surları" diye anılmaktadır.
Bir plan yaptırır. Bu plana göre bugünkü Sultanahmet Meydanı'nda Sultanahmet Camii'nin olduğu yere, gelip geçerken rahatça kalabilmesi için bir saray inşa ettirir.
Ancak saraydan denize kadar olan bölgeye yerleşime izin vermez. O bölüm sarayın bir parçası olarak ayrılır. Ayrıca bugünkü Ayasofya'nın yerine zamanın çok tanrılı (pagan) inancına uygun olarak yeni bir tapınak yaptırır. Hepsinden önemlisi, bugün Sultanahmet Meydanı'nı da içine alan o zamanın ölçülerine göre çok büyük bir hipodrom yapımını planlar.
Ne yazık ki ne kendisi, ne de oğullarının imparatorluk döneminde inşaat tamamlanamaz. Bu şeref, ileride söz konusu edeceğimiz gibi, Büyük Konstantin'e ait olacaktır. Halkın oturması ve ticaretin yapılması için tapınakla Haliç arasındaki bölüm ayrılır. Hipodrom hariç, üç yıl gibi kısa bir süre sonra tüm inşaat işleri biter.
İmparator için Byzantium adı kötü çağrışım yapmaktadır. Şehrin adını değiştirmeye karar verir. Çok sevdiği büyük oğlunun ismi olan Caracalla Antonius'tan esinlenerek, 198'de şehrin adını değiştirir ve Byzantium'dan, "Augusta Antonina"ya çevirir.
Septimus Severus 211 yılında ölünce Caracalla, kardeşi Geta ile birlikte Marcus Aurelius Antoninus adıyla tahta geçer. Ertesi yıl kardeşini öldürttükten sonra 217 yılında da kendisi bir suikasta kurban gider.
Bir yıl geçmez, zaten halkın da pek alışamadığı Augusta Antonina ismi kısa zamanda unutulur ve tekrar Byzantium'a dönülür.
(Devamı haftaya..)