Selahattin Eyyubi ile Aslan Yürekli Rişar arasındaki, işgalci ile savunan iki düşmanınkinden çok farklı ilişkinin nedenlerini tarihçiler bugüne kadar açıklayamamıştır. Üzerinde biraz düşündükten sonra ben, 'Selahattin Eyyubi'nin Aslan Yürekli Rişar'a kahramanca davranışları nedeniyle duyduğu hayranlık' diyebiliyorum.
Tarih boyunca bunun birçok örneği var. Örneğin II. Dünya Savaşı'nda Rommel ve Patton'un birbirlerine duydukları karşılıklı hayranlık gibi" diyor Üstat Radi Dikici, Haçlı Seferleri'nin en ünlü iki komutanını karşıya karşıya getiren yılları anlatan yazısı için bana gönderdiği notta.. Bu masal kadar güzel gerçeğin öyküsünde sıra şimdi, Haçlı Seferleri dizimizde.
***
Tarihi kayıtlarda bazen garip, garip olduğu kadar ilginç, ilginç olduğu kadar şaşırtıcı ve şaşırtıcı olduğu kadar inanılmaz olaylarla karşılaşırız. Hatta o zaman, "Bu kadarı olmaz," diye düşündüğümüz anlar olur.
İşte Selahattin Eyyubi ile Aslan Yürekli Rişar aralarında geçen olaylara baktığımızda, hiçbir zaman yüz yüze gelmemelerine rağmen, sanki aralarında saygıya dayalı büyük bir yakınlık var gibidir.
Hatta zaman zaman insanı şaşkınlığa düşürür, ilişkileri.. Zaten tüm Haçlı seferlerinin belki 200 yıla yakın tarihi içinde benzeri de yaşanmamıştır. Galiba yaşanması da mümkün değildir.
Aslan Yürekli Rişar 8 Haziran 1191 günü kutsal topraklara ayak basar ve Fransa Kralı Philip Augustus ile birlikte kısa bir kuşatmadan sonra Akka'yı ele geçirirler. Hedef Kudüs'ün geri alınmasıdır.
Bunun için yola çıkarlar Eyyubi ordusu ile Haçlı ordusu 7 Eylül günü Yafa'ya 50 km uzaklıktaki Arsuf'ta karşı karşıya gelirler.
Selahattin Eyyubi'nin sayıca üstünlüğü vardır ama savaş sanki öğleye doğru Rişar lehine dönmüş gibidir. Selahattin Eyyubi bulunduğu mevkiden savaşı çok iyi izlemektedir.
Rişar'ın, gerçekten aslanlar gibi meydanın tam ortasında elinde kılıcı ile savaşmasını hayranlıkla izlemektedir. Birden atı yaralanan Rişar'ın yere düştüğünü fark eder.. Hemen yanındaki adamına işaret eder. Adamı, dizginlerinden çektiği atla savaşın içine dalar ve atı Rişar'a teslim eder. Ata atlayan Rişar savaşa devam eder. Az sonra yeni atı da yaralanır. Eyyubi düşmanına bir at daha gönderir..
Peki ama neden?. Hiç bilmiyoruz.
Ama bu olaya, tarihi kayıtlarda yer aldığı için inanmak zorundayız.. Savaş Batılı kaynaklara göre Rişar'ın zaferi ile sonuçlanır. Çünkü bir süre sonra Selahattin Eyyubi bütün birliklerini geri çekmiştir. Kayıpları ise çok azdır. Sanki savaşı durdurmak istemiştir.
Neden?
O da bilinmemektedir. Üstelik Haçlı ordusundan çok daha güçlü olduğunu bildiği halde Eyyubi neden geri çekilmiştir?:.
Kasım 1191'de Yafa Haçlıların eline geçer. Sıra artık Kudüs'e gelmiştir.
Kudüs'e 12 km yaklaştıklarında hava şartları çok kötüleşir ve lojistik destek yeterli değildir. Geri dönerler.
Ama tam o sırada bu kadar değişken iklime pek alışkın olmayan Rişar hastalanır.
Tüm doktorların çabalarına rağmen bir türlü iyileşemez. Kralın hastalandığı haberi Selahattin Eyyubi'ye ulaşır.
Eyyubi derhal kendi özel doktorunu bir elçilik heyetiyle gönderir. Rişar heyetini kabul eder. Elçi, sultanın geçmiş olsun dileklerini iletir. Ayrıca sultanın iki doktorunu gönderdiğini, eğer müsaade ederse kendisini muayene etmeleri dileğini iletir.
Rişar'ın doktorları şiddetle karşı çıkarlar.
Rişar hepsini çadırından dışarı gönderir ve Eyyubi'nin doktorlarının yaklaşmasını ister. Muayeneye müsaade etmiştir.
Doktorlar Rişarı soyarak muayene ederler. Henüz 34 yaşında olan kralda çok şiddetli soğuk algınlığı dışında bir bulguya rastlamazlar. Ne varki İngiliz hekimlerinin tedavisi yeterli değildir. Ayrıca kral iyi de beslenmemektedir. Hemen ilaçlarını değiştirirler. Yanlarında, Mısır'dan taze mevsim meyveleri getirmişlerdir. Krala yemek sonrası verilmesini tavsiye ederler.
Rişar, tam üç gün, yine de kendi hekimlerinin gözetiminde, konuk hekimlerin hazırladığı ilaçları içer. Dördüncü gün ayaktadır. Heyet geri döner.
Bir hafta sonra bu sefer Rişar'ın elçisi Eyyubi'nin huzurundadır. "Majesteleri kralımız size teşekkürlerini sunmam için beni görevlendirdiler.
Gönderdikleri mütevazı hediyenin kabulünü dilemektedirler," der Birlikte dışarı çıkarlar. Hediye, üstlerinde Rişar'ın dünyaca ünlü armasının işlenmiş olduğu kenarları altın simlerle işlenmiş bir örtü ile kaplı olağanüstü güzellikte iki beyaz attır.
Eyyubi tabii ki hediyenin iki at olmasındaki anlamı iyi bilmektedir. Elçiye teşekkür eder.
Haçlıların Kudüs'ün ele geçiremeyeceği artık belli olmuştur.
Selahattin Eyyubi ile Aslan Yürekli Rişar Kutsal Kudüs'ün bütün dini inançlara sahip kişilerce serbestçe ziyaret edilmesine izin verilmesi konusunda anlaşırlar.
Artık yapacak bir şey kalmamıştır. Rişar 2 Eylül 1192'de ülkesine dönmek üzere yola çıkar.